Spor, Dernek Ve Kulüp Üzerine Bir Derleme

Antrenör ve Eğitmen, Mürşidin Demircan

Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” 
Mustafa Kemal Atatürk

Giriş

Toplumun ekonomik, sosyal ve demokratik gelişmesi, o toplumun bireylerinin kendi sorunlarını çözümüne yönelik faaliyetlere gönüllü olarak katılma düzeyleriyle yakından ilgilidir. Bu manada sivil toplum kuruluşları, devletin, kamu sektörünün yetersiz kaldığı alanlarda topluma hizmet götürmek amacıyla ortak hedefe yönelmiş insanlar tarafından kurulan ve kâr amacı gütmeyen yapılardır. Toplumsal anlamda birçok fonksiyona sahip olan derneklere ait spor kulüplerinin de sivil toplum kuruluşları gibi algılanması, onları toplumsal anlamda güçlendirip,geliştirerek sosyal problemlerin çözümüne katkıda bulunmaktadır[1].

Türkiye’de spor kulüpleri Gençlik ve Spor Bakanlığı ilgili mevzuatına göre dernek olarak kurulmakta ve ancak, sadece futbol branşı için şirket kurulabilmekte veya dernek şeklinde kurulmuş olan spor kulüpleri, kulübün futbol branşını başkaca şirketlere devredebilmektedir. İster dernek, ister şirket şeklinde örgütlenmiş olsun spor kulüplerinin genel kurul, yönetim kurulu ve denetleme kurulu organlarının bulunması zorunludur[2].

Spor Nedir

Spor, bireylerin katılımlarının içsel (bireysel zevk) ve dışsal (dışsal ödül) faktörlerin birleşimiyle motive edildiği, yoğun fiziksel çaba ya da görece karmaşık fiziksel yeteneklerin kullanımını içeren kurumsallaşmış rekabet faaliyetleri olarak tanımlanabilir. Sosyal yaşamın diğer alanlarından giderek ayrılan ve farklı ve ayrı bir sosyal alan oluşturan, sosyal aktivitenin kurumsallaşmış ve özelleşmiş bir alanıdır[3]

Türkiye’de spor, 1830’lu yılların sonlarına doğru Tanzimat’la birlikte Osmanlı İmparatorluğu içerisinde filizlenmeye başlamış, Tanzimat dönemindeki modernleşme sürecinde hukuk, eğitim, edebiyat politika alanında değişimler olurken spor alanında da yenilikler meydana gelmiştir. Cumhuriyet’in kurulmasından sonraki süreçte de spor doğrudan devletin çalışma alanı içerisine girmiştir. Cumhuriyetin kuruluş felsefesinde sporun yeri uygarlıkla özdeşleştirilmiş, halka Batı’nın beslenmeden, kültür, fiziğe kadar her yönden kendini geliştirmiş bireyleri örnek gösterilmiştir[4].

Atatürk’e göre spor, kültürel yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. 1924 yılında yayınlanan 442 Sayılı Köy Kanununa[5]köyde güreş, cirit, nişan talimleri gibi köy oyunlarını yaptırmak hükmü konarak köylerde spor yapılması özendirilmiş, 1930 yılında yayınlanan 1471 Sayılı Belediye Kanunu’nu ile belediye bahçeleri, fidanlıkları, çocuk bahçeleri,oyun ve spor yerleri yapılması ile ilgili görevler belediyelerin vazifeleri[6]arasında sayılarak, belediyelere hemşerilerine spor alanları açmaları yasa ile emredilmiştir. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Cumhuriyetin ilk yıllarında sporun yerleşip gelişmesi açısında atılan önemli adımlardır.

Günümüz belediye mevzuatına göre belediyeler, mahallî müşterek nitelikte olmak şartıyla sporun geliştirilmesi hizmetlerini yapmak veya yaptırmakla yükümlüdür.[7]  Bu ahvalde spor yerleri yapmak, yaptırmak, işletmek veya işlettirmek; gerektiğinde amatör spor kulüplerine nakdî yardım yapmak, malzeme vermek ve gerekli desteği sağlamak, amatör takımlar arasında spor müsabakaları düzenlemek Büyükşehir belediyelerinin görev ve sorumluluklarından[8] olup spor yerleri ile parkları yapmakla ilgili görev ve yetkiler İlçe belediyelerinin görev ve yetkilerindendir[9]. Büyükşehir belediyelerinde spor tesisleri büyükşehir belediyesi ile büyükşehir kapsamındaki diğer belediyeler arasında dağılımına ilişkin esaslar büyükşehir belediye meclisi tarafından belirlenir[10].

Dernek Nedir

Dernek, az çok kalabalık bir kişi topluluğunun belirli bir amacı sağlamak veya ortak olan bir menfaati gerçekleştirmek üzere oluşturduğu tüzel kişidir[11]. Vakıf ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları da birer örgüt ise de, vakıflar ve meslek kuruluşları kural olarak dernek kapsamında değerlendirilmezler. Dernekler bir yandan bireylerin tek başlarına yapamayacakları faaliyetlerin gerçekleşmesini sağlayan bir araç olurlarken, diğer yandan kamu için başka şekilde sağlanamayacak yararları gerçekleştirirler[12].

Dernek tüzel kişiliği, kişi topluluğudur.[13] Tüzel kişiler hukuk alanında doğmakla (tüzel kişilik kazanmakla) hak ehliyetine sahiptirler. Dernek tüzel kişiliğinin hak ehliyetinin başlangıcı tüzel kişiliğin kazanılma anı olan dernek kurucularının iradelerini açıklamaları ve kuruluş bildiri ve eklerinin mahallin en büyük mülki amirliğine verilmesi ile başlar[14].  

Netice itibariyle tüzel kişiler insanın yararı için kişi sayılmışlardır. Dernekler kendilerini oluşturanlardan bağımsız bir kişiliğe sahiptirler. Bunun sonucu olarak; aynı gerçek kişiler gibi, kendilerine ait hak ve fiil ehliyetleri vardır. Dernekler, sahip oldukları bu ehliyetleri ile amaçlarını gerçekleştirme yönünde kullanırlar[15]. Derneklerin en önemli özelliği, iktisadi olmayan amaçlar ile kurulmasıdır. İşte bu husus, dernekleri ticaret şirketlerinden ayıran esaslı bir noktadır.

Dernekleri, en az yedi gerçek ve tüzel kişinin[16], kazanç paylaşma dışında, kanunlarla yasaklanmamış belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek maksadıyla, gönüllü olarak bir araya gelerek kendilerinden ayrı ve bağımsız bir hak süjesi yaratmak üzere bilgi, çaba ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmeleri sonucunda, oluşturdukları medenî hukuk tüzel kişisi olarak tanımlayabiliriz[17].

Sonuç olarak tüzel kişiler insanın yararı için kişi sayılmışlardır[18].

Dernek Kurma Özgürlüğü

Dernek kurma özgürlüğü insanların farklı amaçlar için bir araya gelmesini sağlayan, içeriği çok geniş bir insan hakkıdır. Dernek kurma özgürlüğü bireysel ve kolektif yönleri olan bir özgürlüktür ve bireyin haklarının yanı sıra derneğin haklarını da korumaktadır. Bireyin ve derneğin haklarının ne ölçüde korunacağını ya da bireyin yararlarıyla derneğin yararları çatıştığında hangisine öncelik verileceği yargı kararları ile belirlenmektedir[19].

Türkiye’de ilk olarak 1924 Anayasasının 70.inci maddesi ile dernek kurma özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Bu dönemde, birer dernek türü olan sendika ve siyasi partiler dernek kurma özgürlüğü şemsiyesi altında değerlendirilmişlerdir[20]. 1926 tarihli Medeni Kanun hükümetin denetim yetkisini kanuna ve ahlaka aykırılıkla sınırlandırmıştır. 1938 tarihinde yürürlüğe giren yeni 3512 sayılı Cemiyetler Kanunu derneklerin kurulmasını izne bağlamış, kapatılmalarında da hükümeti yetkili kılmıştır. 1946 yılında 4919 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle derneklerin kurulmasında tekrar serbestlik esasına dönülmüştür[21]. 27 Haziran 1956 tarihli ve 6761 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu dernek tüzüğünün Danıştay tarafından onanması şartını getirmiş ve derneklerin serbestçe kurulmasını engellemiştir[22]. 1961 Anayasası, dernek kurma özgürlüğünü açıkça güvence altına almıştır. 1971 tarihli ve 1488 sayılı Kanunla gerçekleştirilen Anayasa değişikliğinde dernek kurma özgürlüğünün sınırlama nedenleri arttırılmıştır. 22.11.1972 tarihinde 1630 sayılı yeni Dernekler Kanunu kabul edilmiştir. 1982 Anayasasının yürürlüğe girmesinin ardından 2908 sayılı Dernekler Kanunu[23], 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu[24] ve 2821 sayılı Sendikalar Kanunu[25] kabul edilmiştir. 1995 ve 2001 yıllarında Anayasanın ilgili maddelerinde yapılan değişiklikler neticesinde ilgili kanun hükümleri zamanla iyileştirilmiş. 2004 yılında 5253 sayılı yeni Dernekler Kanunu yürürlüğe girerek eski Dernekler Kanunu yürürlükten kaldırılmış, derneklere ilişkin olarak Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun hükümler kabul edilmiştir[26]. Derneklerin kamu hukuku boyutu 5253 SK ile düzenlemiş olup özel hukuka ilişkin boyutu Türk Medenî Kanuna bırakılmıştır. 5253 SK’nun 36. maddesinde; “… bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uygulanır” denerek, kanun koyucu dernekleri düzenleyen kanunların uygulanmasını da düzenlemiştir. Derneklere ilişkin dağınık haldeki yönetmeliklerdeki düzenlemeleri toplu halde düzenleyerek, bunları ilga eden yeni Dernekler Yönetmeliği 31.03.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir[27].  

Dernek kurma özgürlüğü bireyin gelişimi için olduğu kadar, iş yaşamı, siyasal alan ile demokrasi için vazgeçilmez bir özgürlüktür ve toplumların ne kadar gelişmiş ve demokratik olduklarını belirlemek için ölçüttür[28].

Derneklerin Belediyelerle Olan İlişkisi

Belediye, belediye meclisinin kararı üzerine yapacağı anlaşmaya uygun olarak görev ve sorumluluk alanlarına giren konularda, kamu yararına çalışan dernekler ile ortak hizmet projeleri gerçekleştirebilir. Diğer dernek ve vakıflar ile gerçekleştirilecek ortak hizmet projeleri için mahallin en büyük mülki idare amirinin izninin alınması gerekir[29]. Engellilere hizmet amacıyla kurulmuş vakıf, dernek ve bunların üst kuruluşları faaliyetlerini;  Büyükşehir belediyelerinin engellilerle ilgili bilgilendirme, bilinçlendirme, yönlendirme, danışmanlık, sosyal ve mesleki rehabilitasyon hizmetleri vermek üzere oluşturulmuş engelli hizmet birimleri ile işbirliği hâlinde sürdürürler[30].

Spor Kulübü

Spor, teknolojinin gelişmesine paralel olarak geniş kitlelere yayılmış ve bu sektör içinde yer alan kişi ve kuruluşlar zaman içinde değişime uğrayarak kulüpler birer işletmeye, taraftar ve izleyiciler ise birer tüketiciye dönüşmüştür. 1990’lı yılların başından bu yana profesyonel spor kulüplerinin şirketleşmesi ve halka arzı, aşırı yüksek bilet fiyatları ve yayın hakları spor endüstrisinin şeklini değiştirmiş ve diğer endüstrilerce de kârlı bir alan olarak görülmeye başlanmıştır[31].

Kelime olarak spor kulübü kavramı; “belirli spor branşları üzerinde çalışma ve organizasyonlar yapan, katılanların malzeme ve tesis gibi ihtiyaçlarını karşılayan profesyonel ya da gönüllü başkan ve üyelerin yönetiminde faaliyetlerini sürdüren örgütler[32]anlamı taşımaktadır. Kulüpler spor potansiyelini geliştirip, sürdürülmesini sağlayan ve spora toplumsal ilgiyi artıran önemli örgütlerdir.[33][34]

Spor kulübünün hukuki tanımı 6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile yapılmış olup, bu kanuna göre spor kulübü, belirli kurallara göre kurulan, amatör veya profesyonel spor dallarında faaliyette bulunan kuruluşu ifade eder[35].

Kulüpler mücadele etme, kazanma ve kaybetmeyi aynı değer ölçülerinde kabullenebilmelidir. Spor kulüplerindeki faaliyetler, sportif çalışmaları özendirmeli, bu faaliyetler sporcuların kendini deneme, tanıma aracı olarak düşünülmelidir. Tek amaç şampiyon spor kulübü yaratma olmamalı, kulüpler sporcularının hepsine fırsat eşitliği tanımalıdır. Sporculara spor faaliyetleri sevdirilmeli, sporcular arasında hayat boyu devam edecek ve isteyerek spor yapma isteği ve alışkanlıkları kazandırılabilmelidir. Toplumdaki spor faaliyetlerini yönlendirmek amacıyla kurulan spor kulüpleri; sporcularını her yönden yeterli hale getirerek resmi müsabakalara hazırlamalı ve başarılı sonuçlar alabilmeli, üyelerine ve toplumun diğer bireylerine spor konusunda hizmet vererek, onlara kitle spor anlayışını kazandırabilmelidir[36].

Spor Kulüplerinin Yapısal Özellikleri

Spor kulüpleri belirli kurallara göre kurulan, üyelerinin her birinin yetki ve sorumlulukları belli olan, gerek amatör gerekse profesyonel spor branşları ile topluma hizmet veren, her yaş grubunun spor yapabileceği tesis araç gereçlere sahip olan, diğer bir yönü ile de yüksek performans sporcuların yetiştirilmesini hedefleyen özel hukuk kuruluşlarıdır[37].

Günümüzde spor kulüpleri gelişen ekonomiye ve profesyonel yönetim anlayışına sahip olmanın yanı sıra performanslarını artırmak ve başarılı olmak amacıyla birer işletme anlayışı içerisinde şirketleşme modellerini benimsemiş durumdadırlar. Türkiye’de spor dallarının hangilerinin profesyonel dal olacağı, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından tespit olunur. Profesyonel spor dallarının teşkili, ilgili federasyonları ile bağlantıları, idaresi tüzükle düzenlenir.

Türkiye’de spor kulüplerine ilişkin yasal düzenlemeler, 5253 SK’nın “Gençlik ve Spor Kulüpleri” başlıklı 14.maddesinde yer almaktadır. Spor kulüpleri, Dernekler Kanununa göre teşekkül eder ve tescil ile Gençlik ve Spor Bakanlığına dahil olurlar. Kulüpler yapılanma şekillerine göre dernek ve şirket olmak üzere iki farklı şekilde kurulabilmektedir[38]. Spor kulüplerinin tescil işlemleri 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun’un 2 (d) maddesi uyarınca anılan Genel Müdürlük tarafından yapılmaktadır. Tescile ilişkin esas ve usuller yönetmelikle belirlenir[39].

Tescil edilmemiş kulüpler, federasyonlar tarafından tertiplenen veya bunların denetimi altında yapılan müsabakalara katılamazlar. Tescil olunmamış kulüpler adına lisans verilmez. Spor kulüpleri faaliyet gösterdikleri dallarda antrenör tutmaya mecburdurlar. Gençlik ve Spor Bakanlığı, kulüpleri her yönden denetler. Dernekler Kanunu hükümleri saklı kalmak üzere, gerekirse hesap, defter ve işlemlerine el koyar[40].

Spor kulüpleri, profesyonel takımlarını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kuracakları veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler veya profesyonel futbol takımlarını kiraya verebilirler[41].

Spor Kulüplerince Düzenlenen Müsabakalar ve Güvenlik

Spor kulüpleri, gerek üyelerinin spor yapmalarını sağlayarak onların bedenen ve ruhen daha sağlıklı olmalarına katkıda bulunmak, gerekse spor dallarında takımlar oluşturarak yarışmalara iştirak etmek, ülkeyi temsil edecek sporcular yetiştirmek ve başarılı sonuçlar almak[42]gibi genel amaçların yanında, bu genel amaçların gerçekleştirilmesine yardımcı özel amaçlarla faaliyet göstermektedirler.

Spor kulüpleri, müsabakanın güvenliğini sağlamak amacıyla il veya ilçe spor güvenlik kurullarının kendileriyle ilgili olarak aldığı kararları yerine getirmekle yükümlüdür[43]. Spor alanları ile çevresinde; bu alanlara sokulması yasak maddelere ve eşyalara, yasak olan davranışlara ve bu alanlarda elektronik takibin yapıldığına ilişkin uyarı levhalarına yer verilir. Bu yükümlülük ilgili spor alanı kullanımında olan spor kulübü tarafından yerine getirilir[44]

Spor kulüpleri, özel güvenlik görevlileri dışında müsabakalarda seyirci sağlığını ve emniyetini ilgilendiren konularda çalıştırmak üzere ayrıca kulüp görevlileri bulundurmakla yükümlüdür[45]. Spor kulüpleri, bu Kanunda yer alan yükümlülüklerini yerine getirmek amacıyla özel güvenlik hizmeti satın alabilir[46]. Profesyonel spor dallarında yapılan müsabakalara katılanlar ile basketbol en üst ligindeki spor kulüpleri, genel kolluk ile birlikte görev yapmak üzere güvenliği sağlamaya yetecek sayıdaki özel güvenlik görevlilerini müsabaka öncesinden müsabakanın tamamlanıp seyirci ve sporcuların tahliyesine kadar geçecek dönem içerisinde, müsabakanın yapılacağı yerde bulundurmakla ve spor alanının iç güvenliğini sağlamakla yükümlüdür[47].

Spor kulüpleri, yönetim kurulu üyeleri arasından bir veya birkaç kişiyi taraftardan sorumlu kulüp temsilcisi olarak belirlemek ve bu kişilerin kimlik ve adres bilgilerini spor kulübünün bulunduğu yerdeki genel kolluk birimine bildirmekle yükümlüdür[48].

Spor Kulüplerinin Kuruluş Şekli ve Avantajları

Türkiye’de spor kulüpleri bir taraftan vergi avantajlarından faydalanmak için dernek statüsünde faaliyetlerine devam ederken, diğer taraftan şirketleşerek kurumsallaşma, profesyonelleşme, ticari faaliyetlerde bulunma, markalaşabilme, gelir kaynakları yaratma gibi çabalara yönelmişlerdir[49].

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Türkiye Futbol Federasyonu ve bağımsız spor federasyonlarına tescil edilmiş olan ve Türkiye’de faaliyette bulunan spor kulüpleri ve sportif alanda faaliyette bulunan sermaye şirketleri tarafından sporculara ödenen ücretlerden tevkif edilerek ilgili vergi dairesine kanuni süresinde beyan edilen ve ödenen gelir vergisi tutarları, ilgili işverence Türkiye’de kurulu bankalarda açılmış olan özel hesaplara; ödemeyi takip eden beş iş günü içinde ilgili vergi dairesi tarafından 213 sayılı Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 23 üncü maddesi hükmü uygulanmaksızın red ve iade edilir.

Spor Kulüplerine Ceza

Spor alanlarında kasten yaralama suçunun veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde şikâyet şartı aranmaksızın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerine göre cezaya hükmolunur. Spor alanları ve bu alanlardaki eşya, mala zarar verme suçu bakımından kamu malı hükmündedir[50]

6222 SK’nın 17.inci maddesinin birinci fıkra kapsamına giren suçların işlenmesi suretiyle spor alanlarına ve bu alanlardaki eşyaya zarar verilmiş olması halinde, meydana gelen zararların tazmini hususunda zarar veren kişiler ve onların taraftarı olduğu spor kulübü meydana gelen zarardan müteselsilen sorumludur. Zararı gideren spor kulübünün sorumlu taraftarlarına rücu hakkı saklıdır[51].

Spor Kulüplerine Ödül/Yardım Verilmesi ve Sponsorluk

Mevzuata uygun olarak tescil olan kulüplerin amatör faaliyetleri için Gençlik ve Spor Bakanlığı ayni ve nakdi yardımda bulunabilir[52]. Gençlik ve Spor Bakanlığı veya il müdürlüklerinin mülkiyetinde veya kullanımında bulunan spor tesisleri veya taşınmazların kullanım veya intifa hakkı; en az üçü olimpik olmak üzere toplam altı spor dalında faaliyet gösteren gençlik ve spor kulüplerine protokol ile bedelsiz devredilebilir[53].

Ulusal ve uluslararası yarışmalarda üstün başarı göstermiş sporcular ve kulüpler ile bu başarıya emeği geçen kişi, kurum ve kuruluşlara (futbol branşı dahil) ayni ve/veya nakdi ödül verilir. Bu ödüller Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinde bu amaçla kullanılmak üzere açılacak tertiplerden karşılanır[54].

Belediyeler gerektiğinde, sporu teşvik etmek amacıyla amatör spor kulüplerine ayni ve nakdî yardım yapar ve gerekli desteği sağlar. Belediyelerin sporu teşvik etmek amacıyla yapacakları nakdi yardım, bir önceki yıl genel bütçe vergi gelirlerinden belediyeleri için tahakkuk eden miktarın; büyükşehir belediyeleri için binde yedisini, diğer belediyeler için binde on ikisini geçemez[55].

Spor kulüpleri, ulusal veya uluslararası sportif faaliyetlerde; Gençlik ve Spor Bakanlığının belirleyeceği esaslar dâhilinde reklam alabilirler. Spor kulüplerine veya tesislere yapılacak harcamalar sponsor tarafından bizzat harcanır veya sponsorluk alanın banka hesabına yatırılır. Sponsorlara, Gençlik ve Spor Bakanlığınca belirlenecek esaslara ilgili hükümlerine aykırı olmamak şartı ile faaliyetin veya tesisin isim, reklam, tanıtım ve yayın hakları verilebilir[56].

Ulusal veya uluslararası gençlik ve spor hizmet ve faaliyetlerini desteklemek amacıyla gerçek ve tüzel kişiler; spor kulüplerinin yıllık programlarında bulunan sporun yaygınlaştırılması ve sporcuların desteklenmesine yönelik resmî sportif faaliyetleri, spor kulüplerine ait spor tesisleri ile gençlik merkezleri ve benzeri tesislerden Gençlik ve Spor Bakanlığınca uygun görülenlerin yapımı, bakımı ve onarımı, spor kulüplerinin sportif hizmet ve faaliyetlerinin yürütülebilmesi için gerekli olan spor organizasyonları ile sportif araç, gereç ve malzemelerin temini, kapsamında sponsorluk yapabilirler.

Sonuç

Türk spor politikasının öncelikli amacı “sporu kitlelere yaymak” olmasına karşın, bu amacı gerçekleştirmede birer lokomotif olabilecek spor kulüplerinin başta finansal kaynaklar olmak üzere birçok problemle karşı karşıya olduğu çeşitli platformlarda sürekli gündeme getirilmekte ancak, çözüm yolları arama çabaları ve öneriler sonuçsuz kalmaktadır. Tüm bu olumsuzluklara rağmen kulüplerin faaliyetlerine devam ederek, özellikle sportif amaçlarını gerçekleştirmede başarıyı yakaladıkları[57] gözlenmektedir.

Literatürde yapılmış araştırma sonuçlarına göre spor kulüplerinin başarısı için gelirlerinin arttırılması, bu gelirlerin de yerinde ve doğru kullanılması şarttır[58].


Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:

“Spor, Dernek Ve Kulüp Üzerine Bir Derleme” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mürşidin Demircan’a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.mursidindemircan.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

Kaynakça

[1] Devecioğlu, S. ve Çoban, B. (2005). Spor Kulüplerinin Sivil Toplum Örgütü Olarak Toplumsal İşlevi. Siyaset ve Toplum Dergisi, S:3, s. 181-191.

[2] Kızıltepe, M. (2012). Futbol Kulüpleri İçin Değerleme Çerçevesi. Spormetre Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi, X (3) 77-88.

[3] Mukharji M. (2009). “Metaphors of Sport in Baul Songs: Towards an Alternate Definition of Sports”, The International Journal of the History of Sport, Vol. 26, No. 12, p. 1874.

[4] Canşen,E. (2015). Türkiye Cumhuriyetinin Spor Politikaları. Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. C:17, S:1 s.33.

[5] 442 Sayılı Köy Kanunu, Md.14.

[6] 1471 Sayılı Belediye Kanunu, Md.15.

[7] 5393 Sayılı Belediye Kanunu, Md.14/a.

[8] 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Md.7, birinci fıkra m) bendi.

[9] 5216 SK, Md.7, ikinci fıkra a) bendi.

[10] 5216 SK, Md.27, 2 paragraf.

[11] Akipek, J. ve Akıntürk,T. (2004). Türk Medeni Hukuku, 1. C., 5. B., Beta, İstanbul, s. 581.

[12] Köprülü, B. (1984). Medeni Hukuk, Genel Prensipler-Kişinin Hukuku, 2. B., İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul, s. 427.

[13] Arat,S. (2007). Ehliyetleri Açısından Dernek Ve Vakıf Tüzel Kişilikleri. (Medeni Hukuk Tüzel Kişilikleri). Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler  Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı. İstanbul, s.109.

[14] Arat, 2007, s.110.

[15] Çağırgan, S. (2006). Derneklerin Hak Ve Fiil Ehliyeti. Yüksek Lisans Tez. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Anabilim Dalı.İzmir, s.V.

[16] Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı. (2004). Dernekler Kanununun Bazı Maddelerine İlişkin Karşılaştırmalı Rapor.

[17] Velidedeoğlu, H.V. ve Ataay, A.M. (1956). Türk Cemiyetler Hukuku, İstanbul, s.7

[18] Arat, 2007, s.115.

[19] Sezer, T.D. (2008). Dernek Kurma Özgürlüğünün İçeriği ve Gelişim Süreci Üzerine Karşılaştırmalı Bir İnceleme. Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C:10, S:1.

[20] Sezer, 2008, s.35

[21] Teziç, E. (2005). Anayasa Hukuku, 10. B., Beta B., İstanbul, s. 316, 317; Akın, İ. (1971). Temel Hak ve Özgürlükler, 3. B., İstanbul, s. 171.

[22] Akın, İ. (1971). Temel Hak ve Özgürlükler, 3. B., İstanbul, s. 171.

[23] Resmi Gazete, 7.10.1983 tarih ve 18184 sayı.

[24] R.G., 24.4.1983 tarih ve 18027 sayı.

[25] R.G., 7.5.1983 tarih ve 18040 sayı.

[26] Sezer, 2008, s.37.

[27] R.G., 31.03.2005 tarih ve 25772 sayı “Dernekler Yönetmeliği”.

[28] Sezer, 2008, s.51.

[29] 5393 SK, Md.75/c.

[30] 5216 SK, Ek Md. 1.

[31] Alkibay, S. (2005) “Profesyonel Futbol Kulüplerinin Taraftar İlişkileri Yoluyla Marka Değeri Yaratmaları Üzerine Bir Araştırma”, Hacettepe Üniversitesi, İİBF Dergisi, C:23, S:1, s.84).

[32] Bucher,A.C. (1987). Management of Physical Education and Athleric Programs, 9. Edition, Times Mirror/Mosby Collage Publishing, Toronto,Santa Clara, s. 109.

[33] Fişek, K. (1983). Spor Yönetimi: Dünyada ve Türkiye’de, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, Ankara, s.51..

[34] İmamoğlu,A.F. (1992). “İkibinli Yıllara Doğru Türk Sporu Üzerine Bazı Gözlemler”, Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 8, Sayı 1, s. 9-19.

[35] 6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun, Madde: 3/h.

[36] Çöndü, A. (1991). 2908 Sayılı Dernekler Kanununa Göre Konya İlinde Kurulan Spor Kulüplerinin Kuruluş Yönetici Antrenör Sporcu Üye Tesis ve Faaliyetleri Açısından İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü. Konya, s.76-77.

[37] Genç, D. A. (1999).  “Futbol Kulüplerinin Stratejik Yönetimi”, Bağırgan Yayınevi, Ankara, s. 27.

[38] Devecioğlu,S. Çoban,B., Karakaya,Y.E. Ve Karataş,Ö. (2012). Türkiye’de Spor Kulüplerinin Şirketleşmeye Yönelimlerinin Değerlendirilmesi SPORMETRE Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, X (2) s.36.

[39] 3289 Sayılı Gençlik Ve Spor Hizmetleri Kanunu, Md.20.

[40] 3289 SK.Md.21.

[41] 3289 SK.Md.24.

[42] Demirci, N. (1986). Sporda Yönetim-Teşkilatlanma ve Organizasyonlar, Milli Eğitim Basımevi, Ankara, s.60.

[43] 6222 SK.Md.5/(2).

[44] 6222 SK Md.5/(10). 

[45] 6222 SK Md.6/(2).

[46] 6222 SK Md.6/(3).

[47] 6222 SK Md.6/(1).

[48] 6222 SK Md.9/(1).

[49] Devecioğlu ve diğerleri. 2012, s.35.

[50] 6222 SK Md.17/(1).

[51] 6222 SK Md.17/(2).

[52] 3289 SK.Md.25.

[53] 3289 SK.Ek.Md.11.

[54] Ayni ve/veya nakdi ödüllerin Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesinden karşılanamaması durumunda eksik kalan miktar Eğitim, Gençlik, Spor ve Sağlık Hizmetleri Vergisi adı ile 24/3/1988 tarihli ve 3418 sayılı Kanunun (Mülga: 6/6/2002-4760/18 md.) 7.inci maddesine göre alınan eğitim, gençlik, spor ve sağlık hizmetleri vergisi, verginin konusuna giren mamullerden paket, şişe ve benzeri ambalaj büyüklükleri üzerinden maktu miktarlar olarak alınmakta idi.

[55] 5393 SK, Md.14/b.

[56] 3289 SK.Ek.Md.3.

[57] Çimen, Z. ve Ekenci, G. (2003). Spor Kulüplerinin Kuruluş Amaçlarını Gerçekleştirme Düzeyleri: Kamu, Mahalli Ve Diğer Spor Kulüplerinin Karşılaştırılması. “Spor Yönetimi Ve Ekonomisi” Sempozyumu (05-06 Aralık 2003) Poster Bildirisi. Gazi Beden Eğitimi Ve Spor Bilimleri Dergisi (Gazi BESBD), VIII, 4, s.77 – 91.

[58] Sunay,H. (2004). Spor Kulüplerinde Şirketleşme (Bazı Avrupa Ülkeleri Ve Türkiye’den Örnekler). Gazi Beden Eğitimi ve Spor Bilimleri Dergisi (Gazi BESBD), IX, 2, s.76.

-/-

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir