Yargıtay 7.Hukuk Dairesi, 2014/6242 E., 2014/9770 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi : Antalya 5. İş Mahkemesi

Tarihi: 18/09/2013

Numarası: 2012/51-2013/345

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine.

2-Davacı, davalı işyerinde otel rehberi olarak çalışırken iş akdini, haklı nedenle alacaklarının ödenmemesi ve işverenin olumsuz tavırları nedeniyle sonlandırdığını bildirerek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir.

Davalı, davacının iş akdini, haklı nedenle olmadan sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece, davacının iş akdini istifa ederek sona erdirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir. Genelde belli hedeflerin gerçekleşmesine bağlı olarak prim karşılığı çalışan bu işçiler yönünden prim ödemelerinin fazla çalışmayı karşılayıp karşılamadığı araştırılmalıdır. İşçiye ödenen satış priminin fazla çalışmaların karşılığında ödenmesi gereken ücretleri tam olarak karşılamaması halinde aradaki farkın işçiye ödenmesi gerekir.
Somut olayda, davacı otel rehberidir. Davalı Tanığı M. S. C.’ın beyanında da açıkça belirttiği üzere davacı ve bu işi yapan kişiler, davalı şirket tarafından yurtdışından getirtilip otellere yerleştirilen turistlerin sorunlarını otele gidip dinleyen, otelde kalan müşterilerle şirket arasındaki irtibatı sağlayan kişilerdir. Görevleri otellere gidip turistleri dinlemektir. Bu durumda davacının fazla mesai yapması kaçınılmaz olup işin doğası gereğidir. Davalı da tevilli olarak, davacının, kendisine işveren tarafından tahsisi edilen araba ile otellerde gezdiğini doğrulamaktadır. Dosyaya sunulan araç seyir defteri, işverenin çalışmaları kontrol amacıyla uyguladığı bir sistem olup davacının çalışma sistemini göstermektedir. Bu nedenle davacının çalışma düzeninin bir parçasının bu otel gezmeleri olduğunu kabul etmek zorunludur.
Davacı, 500,00TL + turistlere yaptığı tur satışlarından aldığı prim usulü çalıştığını bildirmektedir. Ve buna dair belgeler sunulmuştur. İşin pirim karşılığı yapıldığı durumlarda yapılacak iş, yapılan fazla mesai ile ödenen pirimin birbirini karşılayıp karşılamadığını tespit etmek ve arada bir fark varsa bunu vermektir. Mahkemece, sunulan seyir defteri, tur satış bilgileri ve diğer ödeme belgeleri hiç incelenmeksizin, “Davacının davalıdan aldığı ücretten daha fazlasını turistlere verdiği rehberlik hizmetinden kazanmaktadır. Bunu kendi beyanları ortaya koymaktadır. Primin miktarının belirlenmesinde, verilen rehberlik hizmeti, dolayısıyla turist sayısı belirleyici olduğu düşünüldüğünde, davacının fazla mesai ücreti alacağı olmadığı, kendi mesaisini kendisinin belirleyebildiği kanaatine varılmakla, davacının alacağının olmadığı anlaşılmıştır.” gerekçesiyle fazla mesai alacağının reddi hatalı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş denetime elverişli bir bilirkişi raporu alarak davacının yaptığı fazla mesai ile bu mesai karşılığı aldığı pirimlerin karşılaştırılarak eksik ödeme olup olmadığı belirlenerek çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.

O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.

Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davacıya iadesine, 5.5.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir