Yargıtay 5.Ceza Dairesi, 2013/5070 E., 2014/20822 K.

“İçtihat Metni”

Mahkemesi: Asliye Ceza Mahkemesi

Suç: Dolandırıcılık

Hüküm: Mahkumiyet

Dosya incelenerek gereği düşünüldü;

Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Katılanın, hediyelik gümüş ve halı gibi eşyaları sattığı iş yerinin bulunduğu, sanık …’nin turist rehberi olup zaman zaman katılanın dükkanına turist getirdiği, bir seferinde katılana gümüşlerinin kirli olduğunu parlatması gerektiğini söylediği ve gümüş parlatma yeri olarak temyiz dışı sanık …’ı önerdiği, bunun üzerine 29.05.2008 günü katılan ve sanık …’nin, 9.840 kg ağırlığındaki gümüş, yüzük, bileklik, zincirleri parlatmak üzere temyiz dışı sanık …’ın iş yerine giderek verdikleri, gümüşleri 31.05.2008 günü saat 12:00 sıralarında teslim etme hususunda anlaştıkları, ancak sonrasında sanık …’nin katılandan habersiz, 30.05.2008 günü saat 23:00 sıralarında …’ın dükkanına giderek parlatılan gümüşleri aldığı ve tanık …’ın kullanmakta olduğu oto ile Kuşadası’na gittiği ve burada gümüşleri … isimli şahsa sattığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve katılan beyanları ile tüm dosya kapsamına göre atılı suçun sanık tarafında işlendiği anlaşılmakla hakkında verilen mahkumiyet kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;

Hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde adli para cezası belirlenirken yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeyle tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle belirlenerek sanığa fazla ceza tayini,

Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK’nın 321.maddesi gereğince BOZULMASINA; Fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322.maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hüküm fıkrasından, adli para cezasının uygulanmasına ilişkin olarak sırasıyla ”50 gün” ve ”1.000 TL” adli para cezası terimlerinin tamamen çıkartılarak yerine, sırasıyla ”5 gün” ve ”100 TL” adli para cezası ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir