“İçtihat Metni”
Mahkemesi: İş Mahkemesi
Davacı, vergiden muaf esnaf olması nedeniyle tahsil edilen sosyal güvenlik destek primi kesintisinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K a r a r
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, yaşlılık aylığı almakta iken, profesyonel turist rehberliği yapan davacıdan 01/09/2003-27/04/2009 tarihleri arasında tahsil edilen 4274 TL Sosyal Güvenlik Destek Priminin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte iadesini istemine ilişkindir.
Dairemizin 22/01/2013 tarih, 2016/11715 E.-2017/155 K. sayılı bozma ilamı üzerine Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacıya 01/04/1998 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının İzmir Turist Rehberleri Odası‘nda 17/12/1984 tarihinden itibaren Esnaf ve Sanaatkarlar Sicil Memurluğu’nda 18/12/1998 tarihinden itibaren kayıtlı olduğu, davalı Kurumca davacının 1479 sayılı Yasa’nın ek 20. maddesi gereğince 01/09/2003-27/04/2009 tarihleri arasında Sosyal Güvenlik Destek Primi yükümlüsü olarak tescil edildiği ve davaya konu 4274 TL Sosyal Güvenlik Destek Primi tutarının 01/09/2003-30/09/2008 dönemine ait olarak davacının toplu olarak yaptığı ödemelere ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkemece bozma kararına uyulduğu halde, bozma kararı gerekleri yerine getirilmemiştir. 9.5.1960 gün ve 21/9 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bozma kararına uyan mahkeme artık bozma kararı gereğince işlem yapmak ve hüküm vermek zorundadır.
Gerçekten mahkemece uyulmasına karar verilen bozma kararında; 1479 sayılı Kanuna 25.08.1999 tarih ve 4447 sayılı Kanun’la eklenen ve 08.09.1999 tarihi itibarîyle yürürlüğe giren “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlığını taşıyan ek 20. madde hükmü, “yaşlılık aylığı bağlananlardan 24. maddenin I numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından; aylığın bağlandığı, yasadan önce yaşlılık aylığı bağlananlardan yasanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren çalışmalarının sona erdiği ay dahil % 10 oranında sosyal güvenlik destek primi kesilir.” düzenlemesini getirmiş; pasif sigortalıların yaşlılık aylıklarından sosyal güvenlik destek primi kesilmesi, 1479 sayılı Kanunun 24/I. maddesi kapsamında kendi nam ve hesabına bağımsız çalışmanın varlığı koşuluna bağlamıştır.
Ek 20. maddenin 1. fıkrasında 24.07.2003 kabul tarihli ve 4956 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle; “yaşlılık aylığı bağlananlardan sadece ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefiyeti devam edenlerin sosyal güvenlik destek priminden sorumlu olacakları” öngörülmüş ve anılan Kanun’un 57. maddesine göre bu değişikliğin yürürlük tarihi 02.08.2003 olarak belirlenmiş; daha sonra 22.01.2004 kabul tarihli, 5073 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikle de, anılan 1. fıkranın 4956 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte bulunan hükmüne benzer bir düzenleme getirilerek “yaşlılık aylığı bağlananlardan, 24. maddenin I numaralı bendinde belirtilen çalışmalarına devam edenlerin veya daha sonra çalışmaya başlayanların, sosyal yardım zammı dahil tahakkuk eden aylıklarından, aylığın bağlandığı veya tekrar çalışmaya başlanıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren sosyal güvenlik destek primi kesileceği” öngörülmüştür ki, anılan değişiklik hükmünün yürürlük tarihi ise 28.01.2004 tarihidir.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın sigortalı sayılmayanların düzenlendiği 6. maddesinin “k” bendinde, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlardan, aylık faaliyet gelirlerinden bu faaliyetine ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarı, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenlerin sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Somut olayda, yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler uyarınca davacının 01/09/2003-28/01/2004 tarihleri arasındaki dönemde Sosyal Güvenlik Destek Primininden sorumlu olmadığı göz önüne alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, davacı 01/09/2003-28/01/2004 tarihleri arasındaki dönemde Sosyal Güvenlik Destek Primininden sorumlu olmadığından, davalı Kurumdan bu döneme ilişkin tahakkuk ettirilen Sosyal Güvenlik Destek Primi sorularak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.