Giriş
Akseki Yürüyüş Parkuru, Akdeniz Belediyeler Birliği ile BAKA tarafından 2015 yılında alternatif turizmin desteklenmesi mali destek programı kapsamında desteklenmiş bir proje olup, 13 kilometresi işaretlenmiş olan bu güzergâh, yerel halkın aktarımına göre geçmişte Akseki’den başlayıp Konya iline kadar ulaşmaktaymış.
Bu parkur üzerindeki Sarıhacılar, Belenalan, Bucakalan, Büyükalan ve Dikmen mahallelerinde günümüzde küçükbaş hayvancılık yapılmakta, tarım ürünü olarak tahıl ürünleri ekilmekte, konvansiyonel bir tarımsal üretim yapılmamakta, telefon şebekesi ve yönlendirme tabelaları mevcut, ancak kanalizasyon, içme suyu şebekesi, internet altyapısı, sağlık ocağı, okul ve turizm tesisi bulunmamaktadır[1].
Sarıhacılar’da bir adet tarihi cami, tüm mahallelerde birçok düğmeli ev, doğal varlık olarak Bucakalan’da bir mağara ve Dikmen’de bir obruk bulunmaktadır.
Akseki Evleri (Düğmeli Evler)
Bu mahallelerde eğimli araziye yerleşmiş eski yerleşim dokusunun belirgin özelliği, eğime paralel ve dik olarak açılmış yollar üzerinde ayrık yapı nizamında yapılmış bahçeli yapılardan oluşmasıdır. Yapı mülkiyet durumuna göre örülmüş taş bahçe duvarlarıyla çitler birbirinden ayrılmaktadır.
Yöredeki konutların kat adedini yapı sahiplerinin ekonomik durumu ve arazi eğimi belirlemiş olmakla, konutlar genel olarak iki katlıdır. Bu yapıların alt katında, halkın gelir kaynağını oluşturan hayvancılığa yönelik düzenlemelerin yapıldığı, zemin katın bu işlevlere uygun biçimlendiği, üst katta ise servis ve oturma birimlerinin çözümlendiği görülmektedir. Zemin kat, üstlendiği fonksiyonun servis mekânlarını (örneğin depo vb.) içermekle, üst kat servis ve oturma birimlerine göre mutfak ve odalardan oluşmuştur.
Akseki evleri olarak bilinen evlerin en önemli özelliklerinden birisi de özellikle yaşam katındaki nitelikli ahşap işçiliktir. Geleneksel konutların yüklük, gusülhane, lâmbalık, çiçeklik, şerbetlik başmak (davlumbaz) raf, tavan gibi öğelerinin en nitelikli örnekler bu konutlarda gözlenebilmektedir. Özellikle ahşap işçiliğinin en güzel örneklerini ahşap tavanlarda görülebilir.
Evlerin eski dokusunda kullanılan malzeme taştır. Evlerin her iki katında da ahşap hatıllı taş duvar, 50-60 cm aralıklarla karşılıklı yerleştirilen ahşap hatıllardan oluşan kazıklı duvar tekniği kullanılmıştır. Halk arasında bu tekniğe “Düğmeli Ev” denilmektedir. Yapılardaki taş duvarlar 60-70 cm genişliğindedir. Duvarların iç yüzeyleri içine saman katılmış çamurlu beyaz toprakla sıvanmış, dış yüzeyler genellikle sıvasıdır. Bazı evlerin dış yüzeyleri kum ve kireçle sıvanmıştır. Taş duvarlarda dışa gelen hatıllarda çam ve katran, düğmelerde andız, ardıç seçilmiştir[2].
Sarıhacılar mahallesinde tam olarak faaliyete geçmemiş bir adet restoran ve pansiyon ile ziyaretçi girişinin ücrete tabi olduğu bir adet özel müzesinin kurulduğu, yıkık eski düğmeli evleri restore etme çalışmaları devam etmektedir.
Sarıhacılar mahallesinde geçmişi 300 yıl öncesinde dayanan cami ve iç mekânı ile mevut eserler meraklısına ilginç gelebilir. Talep edilmesi halinde, bu tarihi yapı ve barındırdığı eserler hakkında cami imamından detaylı bilgi alınabilmektedir.
Türkiye’deki Mağaralar
Mağaralar, yeraltında bulunan, yüzeye açılımları olan ve en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek yeraltı boşluklarıdır. Araştırmalara göre, Türkiye’de 20.000’den fazla mağaranın bulunabileceği tahmin edilmekle, en derin mağaralar genel olarak Akdeniz Bölgesi’nde yer almakta ve bunların % 40’ı mağara oluşumları aşısından önemli bir nitelik olan karstlaşmaya uygun kayalardan meydana gelmektedir [3].
Türkiye’de erimeye uygun kayaların kapladığı alan ile bu alanlarda tespit edilen mağara sayısı oranlandığında, tespit edilebilen 1250 mağaranın 800’ü MTA, 450 tanesi de değişik kulüp ve derneklerce incelenmiştir [4].
Mağaraların uzunluk ve derinlikleri oluşum ve gelişim özelliklerine göre değişmektedir. Dünyada uzunluğu birkaç metreden yüzlerce kilometreye ulaşan derinliği ise yüzlerce metreye varan mağara örnekleri bulunmaktadır. Türkiye’nin en uzun mağarası 16.000 m. uzunluğu ile Beyşehir Gölü batısında bulunan Pınargözü Mağarası, en derin mağarası 1.429 m. derinliğiyle Mersin-Anamur kuzeyinde bulunan Peynirlikönü Mağarası’dır[5].
Bucakalan Mağarası
Antalya ilindeki mevcut doğal mağara potansiyelleri arasında Akseki ilçesi sınırlarında yer alan Bağırcak Mağarası, Suini Mağarası, Bucakalan Mağarası, Düdencik Mağarası ve Sakaltutan Mağaraları da yer almaktadır[6]. 345 metre derinliğe sahip Bucakalan Mağarası Türkiye’nin en derin mağaraları arasında yer almaktadır[7].
Bucakalan Mağarası Bucakalan mahallesinden 1 km. uzaklıkta, yöre halkınca “Asartepe” denilen yaklaşık 500 m. yüksekliğinde, ulaşımı zor olan bir tepenin üzerinde bulunmaktadır. Bucakalan mağarasının ağız genişliği 1.50 m., yüksekliği 60 cm. kadardır. Daha fazla ağız genişliğine sahip mağaranın insanlar ve hayvanlar düşmesin diye tehlike yaratmaması için kapatıldığı anlaşılmaktadır. Dik bir şekilde aşağıya doğru derinleşen mağaraya ancak özel malzemeler yardımıyla inilebilir[8].
Bucakalan Mağarası Türkiye’nin “en uzun inişi olan mağarası” olmakla, 1992 yılında Fransa’dan gelen bir ekip 305 metreye kadar, 2011 yılında Türk ekibi Anadolu Speleoloji Grubu (ASPEG) 345 metreye kadar inmiştir. ASPEG’in yaptığı keşifte Bucakalan Mağarası içinde tespit edilen hayvan varlığı şöyledir; yarasa (chiroptera), mağara örümceği (aranea), mağara kelebeği (lepidoptera) mağara sineği (diptera) ve mağara çekirgesidir (rhapdihoporidae). ASPEG’e göre mağara içinde özellikle -100 metreye kadar mağara çekirgesinin gözlenmesi bu grup açısından ilk kez karşılaşılan bir durum olmakla, mağara girişinin çevresinde de çok sayıda iri siyah renkte salyangoza (gastropodlar) rastlanmıştır[9].
Kayağıl Obruğu
Denizden 900 metre yükseklikte yerleşik olan Dikmen mahallesinden kuzeye bakıldığında kişiye sanki uzakta değilmiş izlenimi veren Kayağıl Obruğu 1200 metre rakımda yer almaktadır.
Kayağıl Obruğu 400 m uzunlukta ve -130 m derinlikte üstü tamamen açık bir mağara olup içinde boyu 40 m’yi bulan çam çeşidinden ağaç topluluklarını da barındırdığı gözlenmiştir. V tabanlı bu obruğa geçmişte bazı sporcular 60-65 m’lik dikey bir inişten sonra 45 derecelik eğimle 60 m daha aşağıya doğru inmeyi başarmışlardır.
————————————-
Kaynakça
[1]Antalya Ticaret Ve Sanayi Odası (2015). Antalya Sürdürülebilir Kırsal Turizmin Geliştirilmesi Strateji Rehberi. Gauss Statistical Solutions. Antalya, s.30-52
[2]Antalya Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2005). Kültür Envanteri (Akseki, İbradı, Gündoğmuş, Gazipaşa). İl Özel İdaresi Yayınları. Antalya.s.12-14.
[3]Törk, K. ve diğ. (2005). “Türkiye Mağaraları”, Albayrak, İ. (Ed.), Ulusal Mağara Günleri Sempozyumu. Ankara: Türkiye Tabiatını Koruma Derneği. s.31.
[4]Yücel, A. (2008). Mağara Turizmi – Tokat Ballıca Mağarası Örneği. Uzmanlık Tezi. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Yatırım Ve İşletmeler Genel Müdürlüğü. Ankara. s.67.
[5] http://www.mad.org.tr/turkiyenin-en-derin-magaralari.html (15.07.16)
[6] Yücel, 2008, s.145.
[7] Törk, K. ve diğ., 2005, s.37.
[8] Antalya Valiliği, 2005, s.71.
[9] http://www.haberler.com/bucakalan-magarasina-inis-gerceklestiren-anadolu-2717475-haberi/ (15.07.16)
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
“Akseki Yürüyüş Parkuru” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mürşidin Demircan’a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.mursidindemircan.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
teşekkürler mürşidin bey.sizin ilginiz bizi heveslendiriyor.yeni parkurlara bekleriz.