Adada Antik Kenti Ve Civarı

Yazar: Mürşidin Demircan

Giriş

Isparta il sınırlarındaki bölgede bulunan Pisidia Antiocheia ve Adada Antik Kenti kültür turizmi açısından önemli yerlerdendir. Büyükolancı[1][2], Demirer[3], Durgun[4], Tek[5], Özcan ve Fırat’ın [6] yaptığı çalışmalar incelendiğinde, antik dönemin Pisidia kentlerinde Roma ve Bizans medeniyetlerine ait surlar, çeşmeler, tiyatrolar, kiliseler, tapınaklar ve su kemerleri gibi kalıntıların yoğun olarak bulunduğu anlaşılmaktadır.

Antik dönemin Pisidia kentleri arasında yer alan Adada Kenti, kültür turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir.

 

Adada Antik Kenti

Günümüzde Sütçüler İlçe karayolu üzerinde yer alan Sağrak Köyü’ne 2 km, Isparta İl merkezine 90 km uzaklıkta yer alan Adada, antik dönemde Timbriada  (Aksu)’dan gelip Pednelissos (Gebiz) üzerinden Perge (Aksu)’ye uzanan yolun üzerinde kurulu bir kent idi. Adada’nın yeri 1888 yılında G. Hirschfeld ve W.M. Ramsay tarafından yapılmış olan keşiflerde tespit edilmiştir.

Adada kentinin bulunduğu coğrafi bölgenin tarih öncesi ve tarihi çağları tam olarak bilinmemekte ise de Hitit dönemi (MÖ l800-l200) metinlerinde bölgenin adı Pitaşşa olarak geçer. Araştırmacılara göre, Hitit (MÖ l800–1200),  Frig (MÖ 750–690),  Lidya (MÖ 690–547)  ve Pers (MÖ 547–334) dönemlerinde bölge sadece siyasal olarak el değiştirmiş, hiçbir zaman tam olarak ele geçirilememiştir. MÖ 334–323 tarihleri arasında Büyük İskender bölgeyi kontrolü altına almış ve MÖ 323 yılındaki ölümünden sonra, haleflerinden Seleukos ve Lysimakhos arasında yapılan Kurupedion Savaşı (MÖ 281) sonucunda bölge Seleukosların eline geçmiştir. Seleukoslar MÖ l88 yılında Roma ordusuna yenilerek Apameia (Dinar) barışını imzalamalarına müteakiben, bölgenin Toroslara kadar olan kısımından çekilmişlerdir. Romalılar Adada Kentini Bergamalılara bıraktıklarından, kent MÖ l88–133 yılları arasında Bergama Krallığının egemenliğinde kalmıştır[7]. Kıbrıs ve Fenike’de (Sidon Kenti) karşılaşılan mezar taşı kanıtlarından, bir kısım Adada’lının Büyük İskender’den sonraki Hellenistik kralların ordularında hizmet vermek amacıyla gurbette paralı asker olarak çalıştıkları anlaşılmaktadır.

Bazı araştırmacılara göre Adada adı Anadolu’nun eski yerli halkının dili olan Luvice ya da bunun M.Ö. 1. bindeki ardıllarından biri olan Pisidce dilinden gelmektedir. Kesin olmamakla birlikte “Ada” kök sözcüğüyle “wanda/anda” takılarından türemiş de olabilir. Ayrıca yine “Ada” kök sözcüğü ile “Uda (hisar-kale?)” sözcüklerinin birleşiminden de türemiş olabilir[8].

Artemideros, Strabon, Ptolomaios ve Hierokles, Adada isminden ilk bahsedenlerdir. Strabona göre Adada’nın adı ilk kez M.Ö. I. yüzyıl yazarlarından Artemidoros tarafından verilmiştir (Strabon XII, 570). Sonra Ptolemaios (V 5, 8) ve Bizans tarihçisi Hierokles’te (674, 4) de “Odada” olarak geçer. MÖ 2. yüzyılda Termessos’la Adada arasında yapılan bir anlaşma metninde de Adada adı geçmektedir. Antlaşmanın M.Ö. 190 – 164 yılları arasındaki bir tarihte yapıldığı araştırmacılar tarafından öne sürülmektedir. Antlaşma metni detaylı olarak ele alındığı zaman Termessos ve Adada isimlerinin çok sıkça geçtiği görülmektedir. Araştırmacılara göre bu antlaşmanın diğer bir önemi Termessos ile Adada halkları arasında bir kan bağının var olduğunu göstermesidir[9].  Kentin MÖ I. yüzyılda sikke bastığı da göz önüne alınırsa kentin bu tarihten daha önce kurulduğu söylenebilir. Adada’nın en parlak çağı Roma İmparatorluk döneminde özellikle İmparator Traianus, Hadrianus ve Antoninus Pius’un hükümranlıkları dönemleridir.

Kaynak: MD, 19.06.2016, 10:00
Fotoğraf: MD, 19.06.2016, 10:00

Adada Kent düzlüğü ile vadi arasındaki bölümde yer alan kayalık alandaki akropol savunma amaçlı yapılmış olup, akropolün çevresi sur duvarları ve kuleler ile çevrilidir. Akropolün batı kısmında kentin açık hava toplantı yeri bulunmakta, toplantı yerinin önüne sonradan kentin alışveriş ve idari merkezi olan bir forum ile bazilika yapıldığı anlaşılmaktadır.

Kaynak: MD, 09.04.2016, 11:31
Fotoğraf: MD, 09.04.2016, 11:31

Tabanı düzgün taşlarla kaplı 32×45 m. ebadındaki bu forumun ortasında büyük bir sarnıç yer almaktadır.

Kaynak: MD, 09.04.2016, 11:34
Fotoğraf: MD, 09.04.2016, 11:34

Forumun batısında cadde, diğer iki yanında stoalar  (sütunlu galeri) bulunmaktadır. Forumun kuzeyinde doğu-batı yönünde bir bazilika, forumun güneydoğu kısmında ise anıtsal bir çeşme mevcuttur.

Kaynak: MD, 09.04.2016, 11:31
Fotoğraf: MD, 09.04.2016, 11:31

Adada’nın en büyük kilisesi vadinin batı kısmındadır. Kilise burada eski bir yapının teras ve iç duvarlarından yararlanılarak Bizans döneminde inşa edilmiştir.

Kaynak: MD, 09.04.2016, 11:41
Fotoğraf: MD, 09.04.2016, 11:41

Kent düzlüğünün batısında tepe yamacına inşa edilen tiyatronun sahne binası ve orkestra kısmı toprak altındadır. Cavea  (seyirci oturma yerleri) kısmı Müze Kurtarma Kazısıyla temizlenerek açığa çıkarılmıştır. Tiyatronun mevcut kapasitesi 1000 kişidir.

Kaynak: MD, 19.06.2016, 10:03
Fotoğraf: MD, 19.06.2016, 10:03

Şehirde Roma İmparatorluk Çağına ait dört adet tapınak yer alır[10].  Bunlar; Traianus Tapınağı, İmparatorlar Tapınağı, İmparatorlar ve Zeus Megistos –Serapis Tapınağı, İmparatorlar ve Aphrodite tapınağıdır.

Kaynak: MD, 09.04.2016-11:05
Fotoğraf: MD, 09.04.2016-11:05

Adada’ya çok uzak olmayan bugünkü Kesme civarında Kocaköy Asarı ve Kasımlar yolu üzerinde “Zorzila Harabeleri” olarak adlandırılan eski bir yerleşim alanı da bulunmaktadır ki bu harabe, muhtemelen Roma Döneminde kurulmuş olan Zorzila Antik Kenti’dir[11].

Adada dağlık bir arazide kurulmuştur. Yapılan gözlem ve tespitlere göre, günümüze fazla tahrip olmadan ulaşmıştır. Anadolu’nun bilinen eski kentleri ile Adada’yı karşılaştırdığımızda diyebiliriz ki; Adada sadece Pisidia bölgesinin değil, Anadolu’nun en sağlam kentlerinden biridir[12].

Adada Kültü

Pisidia Bölgesindeki kazılarda ele geçen sikkeler üzerinde yapılan bir çalışmada[13], sikkelerin üzerinde ayakta duran Hermes, oturan Hermes ve Hermes başı-büstü olmak üzere Hermes’in toplam üç ana tipi saptanmıştır. Bu bölgenin sikkeleri üzerinde Hermes’in daha çok haberci tanrı ve ticaret tanrısı olması vurgulanırken, bazı kentlerde de Hermes’in dinsel kimliği ön plana çıkarılmıştır. Olympos tanrılarının en renkli ve özgün kişiliklerinden biri olan Hermes[14], (Yunanca Ερμής) Titanlar soyundan Atlas ile Pleione’nin kızı Maia’nın Zeus’la birleşmesinden doğmuştur[15]. Arkadia’nın güneyindeki Kyllene dağının bir mağarasında doğan ve tanrıların, öncelikle Zeus’un habercisi olarak görev alan, on iki büyük Olympos’lu tanrıdan biri olan Hermes’i[16] Yunan mitolojisinde birçok efsanede tanrıların habercisi, hırsız, hilebaz, yalancı, zanaatçı, müzisyen, sporcu, çobanların, ezilmiş ve alt tabaka insanların, seyyahların koruyucusu, becerikli, haydut, hırsız, aldatıcı, Lyra’nın mucidi, ticaret tanrısı ve psykhopompos (ruhların rehberi) olarak görmekteyiz. Böylesine çeşitli sıfatları olan Hermes, Antik dönemde, Yunan kültürünün etkisinin görüldüğü geniş bir alanda yayılım ve tapınım bulmuştur.

Pisidia Bölgesi’ndeki Hermes tasvirleri Adada, Antiokheia, Ariassos, Baris, Etenna, Isinda, Kodroula, Komama, Kremna, Olbasa, Prostanna, Sagalassos, Seleukeia Sidera, Selge, Sibidounda, Termessos, Timbriada ve Tityassos kenti olmak üzere toplam 18 kentin sikkeleri üzerinde görülmektedir. Adada ile birlikte toplam 11 kentte ayakta duran Hermes tipi sikkelere rastlanmış olup, sikkeler üzerinde görülen en yaygın tip olarak karşımıza çıkan bu tipte; Hermes sol elinde kerykeion (bir asaya dolanmış çift yılan ile bazen de asanın başında bir çift kanat ile betimlenir, Hermes’in genellikle sol elinde yer alır) ve sağ elinde para kesesi tutmaktadır. Hermes tasvirli en erken sikke M.Ö. 1. yüzyıla ait iken, en geç sikke II. Claudius Gothicus dönemine (M.S. 268-270) aittir. Adada sikkesi M.Ö. 1 yüzyıla aittir.

Hermes’in Pisidia bölgesinde çok sevilen bir tanrı olduğu, tasvirlerinin bu bölgedeki sikkeler üzerinde yaygın olarak kullanıldığı ve Hermes’in bu bölgede geniş bir yayılımının olduğu söylenebilir. Araştırmacılar “kült” yerine “yayılım” sözcüğü tercih etmektedir, onlara göre bir bölge veya kentte Hermes kültünden söz edilebilmesi için sadece sikkelere bakmak yeterli olamayacak bir sebeptir. Kazı bilimcilerine göre, bir bölgede veya kentte Hermes kültünün varlığından söz edilebilmesi için daha ayrıntılı bir çalışma yapılması ve o bölgede Hermes’e işaret eden tüm verilerin bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gerekir.

Pisidia Bölgesi sikkelerinde Hermes tasvirinin kullanılmış olmasında Hermes’in çok yönlü bir tanrı olması ve halk tarafından çok sevilmesinin önemli bir katkısı olsa gerekir.

Adada Kervan Yolu

Antik dönemden beri Pisidia, devamlı olarak önemini korumuş tarihî bir bölgedir[17]. Bu bölge, yolların kavşak noktası olması açısından oldukça önemlidir. Yunan ve Roma antik yolları daha sonra Selçuklu, Beylikler ve Osmanlılar tarafından kullanılmaya devam etmiştir. İlk dönemde bölgenin ana merkezi Antiokheia (Yalvaç) iken, ilerleyen süreçte Eğirdir ve Isparta ön plana çıkmış ve Anadoluyu Isparta’ya bağlayan güzergâhlar Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de hemen hemen korunmuş, hatta daha faal bir hale gelmiştir.

Pisidia Bölgesi sahip olduğu çöküntü ovaları ve bu ovalara hakim dağlık bölgeleri ile günümüzde bile konargöçer Yörük obalarının yaşamlarını sürdürdükleri bir bölge durumunda olduğundan, bu konargöçer grupların kullandıkları dağ yolları bize eski güzergâhlar hakkında bilgi vermektedir[18]. Anadolu’ya ait en eski yol haritalarından birisinde, Hitit (Kral yolu) yolu gösterilmektedir. Bu haritada Isparta bölgesine ait kısım incelendiğinde; Dinar’dan çıkan yolun Isparta’ya uğramadan, Burdur üzerinden Side’ye ulaştığı görülmektedir[19]. Yerleşim yerleri tam olarak görülemeyen bu haritanın neye göre çizildiği belirtilmemiştir.  Büyük İskender ve İbn-i Battuta’nın kullandığı yolları gösteren başka bir haritada ise yolların, Eğirdir Gölü’nün kuzeyinden ve doğusundan dolaşarak Antalya ve oradan da Side’ye ulaştığı görülmektedir, ancak bu haritada da yerleşim yerlerinin isimleri belirtilmemiştir[20].

Pisidia Eyaletinde yeni kentler ve askeri garnizonların kurulması ve yol ağlarının oluşturulmasında Roma kendisini güçlü bir şekilde hissettirmiş olup bölgenin tamamen kontrol altında tutulabilmesi amacıyla Pisidia ve çevresinde koloniler oluşturulmuştur[21]. Burdur ve Konya arasındaki bölgede bulunan mil taşlarında karşılaşılan aynı tip metinlerden hareketle, Via Sebaste adının İmparator Agustus’tan geldiği ve yolun İmparator Agustus yönetiminin altıncı yılında (yani M.Ö. 6 ncı yılda) yapıldığı söylenebilir[22]. Birçok araştırmacı Antik Dönemden önce de bölgede yol ağlarının bulunduğunu, Via Sebaste yolunun daha geç bir dönemde yani M.Ö. 6 yılda yapılmış olabileceğini ileri sürmüşlerdir[23][24][25]. Netice itibariyle Pisidia Bölgesinde Isparta çevresine ulaşan yol güzergâhlarını üç ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

  • Antalya Bölgesi’nden gelen yollar,
  • Konya-Beyşehir Bölgesi’nden gelen yollar,
  • Afyonkarahisar Dinar Bölgesi’nden gelen yollar.

Adada Antik Kentinden geçen tarihi yol Antalya Bölgesinden gelen antik yollardan olup; bu yol Caralis  (Beyşehir) Gölü’nün batı kıyısını izleyerek Antiocheia (Yalvaç), Neapolis (Şarkikaraağaç), Timbriada  (Aksu), Adada (Karabavlu) üzerinden Pednelissos (Gebiz) ve Perge (Aksu) antik kentine uzanmaktadır[26].

Kaynak:MD, 09.04.2016-12:06
Fotograf:MD, 09.04.2016-12:06

Adada – Aziz Paul Yolu  (Saint Paul Road) 

Araştırmacılara göre Aziz Paul’un ilk misyonunu yerine getirirken izlediği ve bugüne kadar belirlenip isimlendirilemeyen yol, Perge’yi Kestros Vadisi’ni takip ederek Adada üzerinden Antiokheia’ya bağlayan yoldur. Yolculuk süresinin ve güzergâhın kaynaklarda belirlenen verilerle uyum içinde oluşu araştırmacıların bu kutsal yol savını güçlendirmektedir[27].

Günümüzde Aziz Paul Yolu’nun bir kolu Antalya Perge’den diğeri de Aspendos’tan başlayıp Adada antik kentinde birleşerek Eğirdir Gölü üzerinden Isparta – Yalvaç’a kadar uzanan yaklaşık 410 km uzunluğunda işaretlenmiş bir patikadır. Türkiye’deki işaretlenmiş yürüyüş yolları arasında Likya yolundan sonra ikinci en uzun yürüyüş yoludur bu patika[28]. Hristiyanlığın yayılmasına büyük katkıda bulunan Tarsuslu Saul’un[29] misyonunu diğer kavimlere yaymak için Anadolu’ya ilk geldiğinde izlediği yol için, yazında üç farklı güzergâhtan bahsedilmekte ise de; Perge, Pendelissos, Adada arasındaki işaretli yürüyüş parkuru (Saint Paul Road), ihtimale en yakın güzergâh olabilir.

Kaynakça

[1] Büyükkolancı, M., (1998), Adada Pisidia’da Antik Bir Kent, Göltaş Kültür Dizisi, Yalvaç
[2] Büyükkolancı, M. (2012), Adada Antik Kenti ve Geleceği. Pisidia Araştırmaları 1, Sempozyum Bildiri Kitabı Kasım 2012, Isparta 2013, s. 197-214
[3] Demirer, Ü. (2003). Pisidia Antiokheiası, Yalvaç Belediyesi Kültür Yayınları -1, Yalvaç. s.3050
[4] Durgun, A. (2007). Isparta Turizminin Swot Analizi, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Yıl/Volume: 3, Sayı/Issue: 5, 2007, 93-109. (Durgun, 2006, s.100)
[5] Tek, T. (2012). “Isparta Müzesi’nde Bulunan Bir Adada Madalyonu”
[6] Özcan, A.ve Fırat, M. (2012). I. Ulusal Pisidia Araştırmaları Sempozyumu SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:27, ss.269-272. (Özcan ve Fırat, 2014, s.269
[7] Isparta Valiliği (2010). Isparta Kültür Envanteri (2). İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Yayınları: 6. Fersa Matbaacılık. Isğarta.s.99
[8] http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44805/adada.html (23.07.2016)
[9] http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44805/adada.html (23.07.2016)
[10] Isparta Valiliği, 2010, s.123.
[11] Isparta Valiliği, 2010, s.125.
[12] Demircan, M. (2016). Anonim. 2016 Yılı Planlı Faaliyetler. (07-12.04.2016 ARO-EON Aziz Paul Yolu, Bisiklet Rehberliği Uzmanlık Eğitimi Turu ve 19.06.2016 TODOSK Adada ve Çevresi Yürüyüş Etkinliği).
[13] Demirtaş, N. (2015). Pisidia Bölgesi Şehir Sikkeleri Üzerindeki Hermes Tasvirleri. TAD, C. 34/ S. 57, 2015, s.41.
[14] Ayrıntılı bilgi için bkz. Siebert, G. (1990). “Hermes” LIMC V-1, Zürich, München, Düsseldorf, Artemis & Winkler Verlag, s. 285-387; Wissowa, G. Ve Kroll, W. (1913). “Hermes”,  RE VIII,  J.B. Metzlersche Buchhandlung, Stuttgart, s.738-792; Özbudun, S. (2004). Hermes’ten İdris’e, Ütopya Yayınevi,  Ankara.
[15] Erhat, A. (1993). Mitoloji Sözlüğü, İstanbul, Remzi Kitabevi, s.140.
[16] Boardman, J. (2002). Kırmzı Figürlü Atina Vazoları, Arkaik Dönem, çev. Gürkan Ergin, Homer Kitabevi, İstanbul.
[17] Demirci, D.(2014). Isparta’daki Kervan Yolları Üzerine Bazı Düşünceler. Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları Dergisi (ISSN: 2147-0626) C.3, S.3. Karabük.
[18] Arslan, M.(2013). “Antik Eserler Işığında Pisidia’nın Doğal Kaynakları ve Ekonomik Durumu”, Sosyal ve Beşeri Bilimler Dergisi, Cilt 5, No 2, İzmir, s. 315.
[19] Koşay, H. Z. (1974). “Tarihi Yollar ve Halk Bilgisi”, (Derlenmiş) Makaleler ve İncelemeler, Ankara, s.71.
[20] Tuncer, C. (2007). Anadolu Kervanyolları, Ankara, Vakıflar Genel Müdürlüğü Yayınları. S.16
[21] Hürmüzlü, B. (2007). “Pisidia’da Gömü Geleneklerinin” Işığında Kültürler Arası İlişkiler” SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 15, Isparta, s. 6.
[22] French, D.H ve Mitchell, S. (1977). “Roma İmparatorluğu’nun ilk devirlerinde Pisidia’da Yollar ve Ulaşım”, Türk Arkeoloji Dergisi, Sayı XXIV-1, Ankara, Varol Matbaası, s. 214.
[23] Robinson, D.M. (1924). “A Preliminary Report on the Excavations at Pisidian Antioch and Sizma”, American Journal of Archaeology 28 (4), s. 436.
[24] Levick, B.(1965). “Two Inscriptions from Pisidian Antioch”, Anatolien Studies 15, s. 54.
[25] Cronin, H.S (1902). “First Report of Journey in Pisidia, Lykaonia, and Pamphylia”, Journal of Hellenic Studies 22, s. 109.
[26] Isparta Valiliği, 2010, s.123.
[27] http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44805/adada.html (23.07.2016)
[28] http://www.huseyinsari.net.tr/stpaulyolu.pdf (23.07.2016).
[29] Hebrew: שאול התרסי‎‎ Sha’ul ha-Tarsi; Greek: Σαῦλος Ταρσεύς Saulos Tarseus https://tr.wikipedia.org/wiki/Pavlus (23.07.2016)

Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:

Adada Antik Kenti Ve Civarı” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mürşidin Demircan’a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.mursidindemircan.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.

Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir