Yazar: Mürşidin Demircan
Giriş
Antalya iline 150 km, Akseki ilçe merkezine 30 km uzaklıkta yer alan Güzelsu mahallesi (Sülles), 36.896° enlem ve 31.855° boylamda, Torosların güney kısmında 1.198 metre rakımda, Sere Beli[1] denilen ormanlık bir boyun noktasının gerisinde, Akdeniz’e bakan arazide alana hâkim bir tepede, ormanlık bölgenin gerisinde, yüksek ve müstesna bir mevkide kurulmuştur. Ferenge, İnceler, Taşarası, Gölgeliardı, Halıbeleni, Aşağıbağ ve Karataş gibi mevkilerinden oluşmakta. Kuzeyinde Mahmutlu, Sadıklar, Çanakpınar ve Çimi mahalleleri, doğusunda Pınarbaşı, güneyinde Çaltılıçukur, batısında Taşlıca mahalleleri ve orman sınırı yer almaktadır[2]. Mahallenin güney ufkundaki Akdeniz yönüne bakıldığında Kızılot sahili görülebilir[3].
Defter-i Hakani kuyudatında, Sülles oldukça büyük, kalabalık bir merkez olarak gösterilir. O zaman vergi ödeyen 80 – 90 kadar Müslüman aile ile 49 Hristiyan da bulunmaktaydı. 1328’de bucak merkezi haline getirilen Sülles geniş bir araziye yayılmakta idi[4].
Güzelsu’da Meşrutiyet devrinde açılmış olan ilkokul Cumhuriyet devrinde tam kadrolu hale getirilmiştir[5]. Günümüzde okuma yazma oranın % 100 olduğu Güzelsu mahallesi 1950 yılı öncesine kadar bölgenin nahiyesi ve eğitim merkezi iken şimdilerde taşımalı sistemle eğitim yapılmaktadır[6].
2013 yılı öncesine kadar köy vasfında olan Güzelsu’nun köy tüzel kişiliği 6360 Sayılı Kanunla kaldırılmış ve bağlı bulunduğu Akseki ilçesi belediyesine mahalle olarak katılmıştır[7]. Mahallede kışın sürekli ikamet eden sayısı 50 kişiyi geçmez iken, bu sayı Temmuz – Ağustos aylarında 300 – 400 kişiyi bulur.
Sağlık evi, sağlık ocağı, ilköğretim okulu, PTT şubesi veya acentası ile kanalizasyonu bulunmayan mahallenin su şebekesi mevcuttur[8].
Güzelsu yüzyıllardır göç veren bir mahal olup, naklen başka illere gittiklerine dair kayıtlarda bilgiler bulunmaktadır. Güzelsu’luların günümüzde sivil toplum kuruluşları çatısı altında bir araya geldikleri gözlenmektedir. Örneğin, Antalya kent merkezinde yaşayan Güzelsu’lular “Güzelsu’da var olan tarihi ve ekolojik dokunun bekçisi olacağız” sloganı ile yola çıkarak, 2015 yılında (GÜZDER) Güzelsu Kültür ve Dayanışma Derneği’ni kurmuşlardır[9].
Güzelsu’nun Eski Adları; Sülles ve Devamı Gebr
Köyün kimin zamanında ve hangi tarihte kurulduğuna ve isminin menşeine dair bir bilgi yoktur, ancak eski adı Silles – Sülles ’dir. Bu ismin nereden geldiği bilinmemektedir. Çevik’e göre Sülles adını olasılıkla Sulla dönemi Roma’sından almaktadır[10]. Eski kütük defterlerinde Sülhas yazılı olmasına rağmen Silyas adındaki bir kumandanın ismine dayanarak köye bu ismin verildiği söylentisi yaygındır. Kurtuluş savaşından sonra, köyde bulunan su kaynağına izafeten Güzelsu ismi verilmiştir. Yerel halkın aktarımına göre Güzelsu geçmişte Devam-ı Gebr olarak da bilinmekte idi[11].
Geçmiş yüzyıllarda Müslüman olmayan kimseler için gebran ifadesi sıkça telaffuz edilir idi. Osmanlı zımmileri farklı bakış açılarıyla çeşitli tasniflere konu edilse de gayrimüslim gruplar genel olarak üç temel gruptan oluşmuştur, bunlar: Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerdir[12]. Bu gruplar için mufassal tahrir defterlerinde geçen genel tabir “gebran”, “zımmîyân” ve “kefere”dir. Ancak Hristiyan gruplar çoğu kez ayrı olarak “gebran” başlığı ile kaydedilmiştir. “Gavur, gûr” olarak da sonradan kullanılacak olan “gebr” kelimesi aslında kâfir kelimesinin bozuk bir ifadesidir[13]–[14]. Kaynaklarda kâfir kelimesi, çoğunlukla Osmanlı vatandaşı olmayan gayrimüslimleri ifade etmektedir[15]. Teke Sancağında Antalya’daki Ermeni ve Yahudi nüfus yekûnda gebran olarak geçmiştir[16].
Tarihte Güzelsu
Melas bin yıllar boyunca birçok yerleşimlere, özellikle de dağlı Pamfilyalılar’a ve kuzeyden güneye sarkan Homonadlar gibi çok gelişmemiş ilkel budunlara yurt, sığınak olmuştur. Akseki yakın çevresinde tespit edilen antik yerleşimlerin Etenna, Kotenna, Erymna gibi adları bilinenler, İbradı, Unulla, Minareli, Sinan Hoca, Güzelsu, Cevizli ve Bademli gibi antik adları bilinmeyen ve daha küçük boyutlu yerleşimler de vardır. Pamfilya ovasının kuzeyinde kalan dağlık bölge, yörenin en büyük kenti olan Etenna’nın egemenliğindeydi. Arazi antik devirlerde sık zeytin ağaçlarıyla kaplıydı. Bugün hala, zeytinyağı çıkarmak için kullanılan yapıların kalıntıları çevrede çokça görülmektedir. Yağ ticareti Etenna ve çevresine yüksek bir refah düzeyi sağlamıştı. Etenna, Pamfilya ile Pisidya arasında bulunduğundan, bir aracı rolü oynamıştır. Güzelsu’nun (Sülles) arkasındaki “Hisar Dağı”nda ve Otluca-Haynalı boğazı arasında yerleşim kalıntıları vardır. Bölgenin arkeolojik açıdan çalışılmamışlığı bu konudaki bilgilerin eksikliğinin temel nedenidir. Günümüzde ayakta kalmış son dönem yapıları Anadolu’yu terk eden ve yüzyılın başındaki nüfus sayımlarına göre de bazen çoğunluğu oluşturan Rumlar’dan kaldığı bilinmektedir[17].
Kültürel Varlıklar
Akseki ilçesi sınırlarında farklı güzergâhlara ait birçok tarihi yol izleri günümüze kadar korunabilmiştir[18]. Araştırmacılara göre Akseki sınırlarındaki bu yol izlerinin varlığı alanda yoğun bir yol ağının varlığının göstergesidir. Bölgenin bazı yerlerinde Roma Dönemi’ne ait taş yollar korunabilmiş ise de bunların hiçbiri Akseki merkez yerleşimine uğramamaktadır. Bunun sebebi de bir pazar yerinden gelişen Akseki’nin Marula (Marulye) adı altında Ortaçağ’da kurulmuş olmasıdır[19]. 13 yüzyılın ilk çeyreğinde Antalya ve Alanya’yı fetheden Selçuklular bu iki önemli merkezi, yollar ve bu yolların üzerinde yapılan hanlar aracılığıyla başkent Konya’ya bağlamışlardır. Akseki ilçe sınırları içerisinde Selçuklu Dönemine ait hanların tespit edilmemiş olması, bu bölgeden geçen yolların önemli olmadığına ve Antalya’dan kuzeye ilerleyen Selçuklu ana yollarının Akseki’den geçmediklerine işaret etmektedir. Bölgede günümüzde bilinen beş hanın (Beş han, Çivi Derbendi Hanı, Zumanahanı, Bademli Hanı, Nodar Han) hepsi de Osmanlı Döneminde inşa edilmiştir. Osmanlı Dönemi’nde inşa edilmiş bu yerel yolların hiç birinde tekerlekli vasıta işlememekte ve taşımacılık genelde deve ve başka yük hayvanları ile yapılmaktaydı. Akseki civarındaki yolların çoğunlukla, Akseki’ye bağlı köyleri birbirine bağladığı dikkat çekicidir. Yerel halk tarafından inşa edilmiş bu yol ağı büyük olasılıkla belli noktalarda ana güzergâhlar ile bağlantıları da sağlanmaktaydı. Günümüzde Alaçeşme köy çıkışında kısmen korunmuş ve Akseki – Sarıhacılar yoluna tipolojik açıdan benzeyen döşeme yol da, yollara ilişkin önemli ipucu sunmaktadır[20]. Antik yolların özgünlüğü kaybedilmeden restorasyonlarının yapılması halinde, bu yollarda trekking aktiviteleri teşvik edilerek o bölgenin turizmi geliştirilebilir[21].
Güzelsu etrafında tek tük eski eser kalıntılarına rastlanır[22] ise de kırsal doğal güzelliğinden başka mahallede bir eser bulunmadığı söylenebilir[23]. Güzelsu’da eski eser olarak Sultan Abdülmecid tarafından yaptırılan bir medrese binası yer alır ki bu medrese vaktiyle Sülles’te büyük bir ihtiyacı karşılamıştır[24].
Güzelsu’nun sarp, tepelik, yokuşlu yollarının iki kenarında kaldırım tarzındaki taş döşemesi yıllar önce imece usulü ile döşenmiştir[25]. Güzelsu merkezindeki evlerin konuşlandığı yamacın karşısındaki Kayacık tepesine, yakın zamanda, yaklaşık 45 metre yüksekliğe 50 metrekarelik bir seyir tepesi yapılmıştır. Merdivenden çıkılan seyir tepesinden, bölge panoramik olarak izlenebildiği gibi, batan akşam güneşi de izlenebilmektedir[26].
Düğmeli Evler
Akseki’nin diğer mahallelerinde karşılaşılan evlere benzeyen Güzelsu evlerinin inşasında da hiçbir bağlayıcı malzeme kullanılmaz. Bütünüyle taş malzeme ve ağaç kullanımı söz konusudur. Bu evlerin en çarpıcı yanı “hatıl/düğme” denilen teknikteki yapısıdır. Bu evlerin yapımında Toros Sediri (Cedrus libani)’nin yanı sıra Katran Ardıcı (Juniperus oxycedrus) tercih edilmiştir. Andız Ağacı (Juniperus drupacea) ve Dut (Moraceae) ağaçları da kullanılan diğer ağaç türleri olarak dikkati çeker. Yatay gideri hatıl olan, sedir ağacı ile yapılan evlerin “düğme” olarak adlandırılan kısımları ise andız ya da katran ağaçlarından inşa edilmiştir. Hatılların ağaçtan yapılmış olması onları esnek ve depreme dayanıklı kılar. Bu kırsal yerel mimari, Anadolu’daki diğer geleneksel örneklerde benzerine rastlanmayan, ahşap iskeletli çerçeve sistem ve yığma taş duvarın oluşturduğu karma bir sistemle inşa edilmektedir[27]. Bu yapıların zemin katları ahır, samanlık ve kiler olarak kullanılır, üst katlar, yaşama mekânlarını oluşturan salon, oda ve köşk adı verilen birimleri içerir. Evlerin bazı ahşap kısımları doğal malzemenin tamamen el işçiliğiyle süslenmesiyle dekoratif özellik kazanmıştır[28]. Her ev kendine özgü yapıldığından, hiçbiri diğer evin güneşine engel teşkil etmemektedir[29]. Ancak dışarıya olan göçler, bu çevrede yeni meskenlere talep oluşturmadığından, “düğmeli ev” tekniğiyle inşa edilen meskenler zamanla azalmış ve bu süreçte geleneksel inşa tekniği de kaybolmaya yüz tutmuştur[30].
Flora ve Fauna
Akseki – İbradı Havzasında dağ keçileri için doğal yaşam alanları ve avlanma sahaları, milli parklar, av geliştirme ve yerleştirme sahaları mevcuttur. Havzada yayla turizmi, kayak turizmi, botanik turizmi, bisiklet turizmi, kamp karavan turizmi, yaban hayatı gözlemciliği, sportif olta balıkçılığı, av turizmi, foto safari, ornitoloji (kuş gözlemciliği), trekking (doğa yürüyüşü) mağaracılık, kaya tırmanışı gibi birçok doğa temelli alternatif turizme zemin hazırlamıştır[31].
Akseki – İbradı Havzası ormanları Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından korunmada öncelikli sıcak noktalar listesinde (Küresel 200 Eko-Bölge) yer alır. Alanı 1.134 km² olan Akseki ormanlarında, ibrelilerden Kızılçam, Karaçam, Sedir ve Boylu Ardıç, yapraklılardan ise Meşe yaygındır. Güzelsu sedir ormanlarında[32] ise bazı ağaçlar devasa boyutlara ulaşır. Yaşları 500 senenin üzerinde olan sedir (katran) ağaçları koruma altında alınmıştır[33].
Güzelsu Ekonomisi
Yörenin engebeli arazisi tarım yapmaya imkân vermediğinden, yöre sakinleri evlerinin bahçesinde, zati ihtiyaçlarını karşılayacak kadar domates, biber, salatalık yetiştirmekte[34], beslenmede genel olarak ceviz, üzüm pekmezi, ıhlamur, boynuz/harnup gibi gıdalara ağırlık verilmektedir[35]. Güzelsu’da koyun sütünden yapılan yoğurt kıvamı ve lezzetiyle eşsiz olup, keşkek ve tarhana yemekleri de ünlüdür[36].
Semercilik
Eskiden birçok semerci ustası bulunan Akseki ilçesindeki son semerci ustası, Güzelsu mahallesinde ikamet eden ve 57 yıldır semercilik yapan Altuner’in (2018) aktarımına göre[37]; yaklaşık 4 yıl süren çıraklık döneminden sonra kendi atölyesini kuran semerci, bir semeri 2 – 3 günde tamamlayabilir. Semercilikte 20 farklı alet ile çalışılmakta, malzeme olarak ağaç, çuval, kamış, sahtiyan ve keçe kullanılmaktadır. Semer iskeleti şimşir, kavak, meşe ve dut ağacından olup başka ağaçlardan iskelet olmaz. Kamış bütün olarak alıp ikiye bölünür, iskeleti oluşturan ağaçlar birbirine çatılır ve kamışlar çuvalın içine doldurulur. Ağaçlar kalıp olarak kullanılır. Daha sonra çuval dikilir, ağaçları söküp çuvalın üstüne deri çekilir. Bunu bağladıktan sonra hayvanın sırtını acıtmaması için önemli bir parça olan ve sırf koyunyününden yapılmış keçesi çekilir ve ağaçla bağlantısı yapılır. Böylece semer tamamlanır. Semer iyi yapılmaz ise hayvanın sırtına oturmaz ve ona eziyet verir. Kaliteli malzeme ile yapılan bir semer 20 – 30 yıl kullanılabilir. Günümüzde eskisi gibi keçe ve deri malzeme bulunamamakta, var olan malzemeler ise pahalıdır. Yekûnda yaklaşık 400 – 450 liraya mal bir semerin malzemesi eğer iş sahibi tarafından temin edilir ise ustalık bedeli 200 – 250 lira civarındadır. Ancak günümüz taşımacılığında at, eşek gibi hayvanların yerini motorlu araçların alması nedeniyle semercilik mesleği de yok olmakta, senede ancak 2 – 3 yeni semer işi gelmektedir. Mesleğin gençlere aktarılamaması nedeniyle, ata mesleği olan semerciliğin mutlaka korunması gerekir.
Sülles-Güzelsu ve Ünlü Simaları
Ahmed Hamdi Akseki
(d.1886, Güzelsu – ö.9 Ocak 1951, Ankara) Güzelsu Camii imamı Mahmud Efendi oğlu Ahmed Hamdi, Akseki’nin Sülles (Güzelsu) nahiyesinde doğar. Dârülhilâfeti’l-Aliyye Medresesi yüksek kısmından ve Medresetü’l-Mütehassısîn’in Felsefe, Kelâm ve Hikmet-i İlâhiyye Şubesi’nden mezuniyetine müteakiben Ruûs imtihanını kazanarak dersiâm olur[38].
Balkan Harbi’nden önce Sebîlürreşâd mecmuasının Bulgaristan ve Romanya muhabirliğini yapar ve intibalarını Bulgaristan Mektupları adı altında bu mecmuada neşreder[39]. Bazı makaleleri Beyrut ve Mısır gazeteleri ve çeşitli dergilerde yayımlanır[40]. Millî Mücadele döneminde Anadolu’ya geçer, vaaz ve konferanslarıyla Anadolu harekâtını destekler. Nisan 1924’te Diyanet İşleri Reisliği Hey’et-i Müşâvere âzalığına tayin edilir. 1925’te Tarîkat-ı Salâhiyye Cemiyeti’nin üyesi olduğu ve bu cemiyetin faaliyetlerine katıldığı ithamıyla Ankara İstiklâl Mahkemesi’nde yargılanır, suçsuz bulunarak beraat eder[41], 1939’da Diyanet İşleri reis muavini, 20.09.1947’de Diyanet İşleri Başkanı olur ve bu görevi esnasında vefat eder[42].
Av. Yeredoğ Kişioğlu
(doğ.1908, Güzelsu – ö.2.8.1978, İzmir). Siyasetçi ve Avukat olup Danıştay Üyeliği yapmıştır. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’den Kocaeli milletvekili olarak seçilir. Komünizmi dine musallat olabilecek bir tehlike olarak gören Kişioğlu’na göre rejim karşıtı her ideoloji teoride birbirlerine karşı olsalar bile pratikte birbirlerini kullanabilir, birbirlerinden yararlanabilir. TBMM’deki bir konuşmasında şunları söyler; “Batıl itikatlar, hurafat, komünistlik ve irticaa karşı kanunlarımız vardır… batıl itikatlar ve hurafat dine musallat olurlarsa komünizm de musallat olur. Bunlardan komünizm, ekinler arasına benim de yaprağım sizinkilere benzer diyerek girdikten sonra alttan alta onların köküne gıda ve yer bırakmayarak yalnız kendisini yaşatan ayrık otu gibidir.” Kişioğlu’na göre; bir ideolojiyi bastırmak için diğerini desteklemek de zararlı olabilir[43].
Kemal Fedai Coşkuner
(doğ.1927, Mahmutlu – ö. 03.12.1979, İzmir) Öğretmen, Yazar ve Şair. Akkoca Hafız Mehmet’in oğlu Kemal Fedai Coşkuner ilkokul üçüncü sınıfa kadar doğduğu köy olan Mahmutlu’da, dört ve beşinci sınıfları ise Güzelsu Köyü’nde okumuş, Aksu Köy Enstitüsü’nden 1945 yılında mezun olmuştur. Antalya, Muğla, Akseki ve kendi köyü olan Mahmutlu’da öğretmenlik yapan Kemal Fedai’nin son görevi İzmir Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’dür[44]. Serdengeçti, Toprak, İleri, Anadolu, Türk Yolu, Bizim Anadolu, Komünizmle Savaş, Orkun, Hergün isimli dergi ve gazetelerde yazıları yayınlanmış, Hüryol ve Sonsöz gazetelerinde köşe yazarlığı yapmıştır. 1979 yılında İzmir’in Agora semtinde teröristlerce yapılan silahlı bir saldırıda vefat etmiştir.[45]
Güzelsu’nun Jeolojik Yaşı
Akseki bölgesi kireçtaşlarından başlayıp Alanya Masifinde son bulan K-G doğrultulu kesit ele alındığında, Akseki’nin güneyinde, Cemerler ve Tepe Dağ’ı oluşturan Tersiyer ve Mezozoik yaşta karbonatlı seriler[46] Güzelsu çukurluğunda bulunan oluşukların altına belirgin olarak dalarlar. Bu karbonatlı serinin üst düzeyi birkaç değişiklik dışında, alttan üste doğru genellikte şu istiflenmeyi gösterir[47]:
- Karbonatlı breşler (Üst Senoniyen) 200-300 m.,
- Pembe, marnlı kireçtaşları “geçiş tabakaları” (Alt Eosen) 10-50 m.,
- Fabiania cassis, Discocyclina ve Numnıulitesli (Orta ve Üst Eosen) iri polijenik kumtaşları (radyolarit ve ofiyolit kırıntıları içeren) 10-100 m.
Eosen flişinin üstünde, özellikle Güzelsu’nun 3 km batısında iyi gözlenen, büyük bir anormal dokanak yer alır. Bu dokanağın üstünde üç büyük birlik şeklinde gruplandırılabilen biri birinden farklı Mezozoik yaşta seriler yer almaktadır:
- Güzelsu Birliği, en altta olup, pelajik ve özellikle kırıntılı fasiyeste kayaları kapsamaktadır.
- Ofiyolit Birliği, öteki iki birlik arasında yer alan serpantin ve peridotitlerden oluşmuştur,
- Katran Dağ Birliği, en üstte olup, neritik karbonatlardan oluşmuştur.
Güzelsu Birliği
Doğrudan doğruya Tepe Dağ Eosen kumtaşlarının üstünde bulunan Güzelsu Birliği, sık pelajik ara katkılı (kırmızı radyolaritler ve bej marnlı kireçtaşları) ve birkaç yastık lav akıntısıyla ardalanmış, marn kumtaşı ardalanmasından oluşan kaim bir istifle bağlar (Güzelsu Formasyonu). Oysa bu formasyonun kumtaşları, her türlü olistolit ve taşınmış Eosen (Lütesyen öncesi) fosillerini içeren yalnızca karadan türeme bir hamurdan başka birşey değildir[48].
Gerçekte bu kumtaşlarına kapsadıkları ince fasiyesli marn ve marnlı kireçtaşları ara tabakaları içindeki bol faunaya (Halobia, konodontlar, ammonitler) dayanılarak Triyas yaşı verilmiştir. Bu fosiller yalnızca Noriyen yaştadırlar ve saf pelajik (radyolaryalı, sünger spiküllü, lamellibranş kavkılı mikritler) ara tabakalar içinde bulunduklarından taşınmış olamazlar. Kumtaşı tabakaları bazen Üst Noriyen’in iyi bir belirticisi olan Hetera. stridium conglobatum conglobatunı Reuss ve seyrek olarak da învolutina içermektedirler (Kepez’in 5 km güneyinde). Üstelik bu kumtaşı düzeyleri komşu resifli kuşaklardan gelen ve yine Üst Triyas yaşlı fosilce zengin (mercan, brakiyopod, alg, sünger, lamellibranş) iri resifli kireçtaşı blokları içerir. Oysa Eosen’in iri kumtaşları bol fosil ve ofiyolitik (serpantin, gabro) kırıntıları içerdiklerinden, bu kırıntıları içermeyen ince, tekdüze fasiyesli Üst Triyas kumtaşlarından kolayca ayırdedilirler. Bu durumda Güzelsu Formasyonunun yaşı Üst Triyas ve büyük olasılıkla Noriyen‘dir denebilir. Bindirmeler yoluyla yinelendiğinden bu formasyonun kalınlığını kesin olarak saptamak güçtür; fakat olasılıkla 400 m dolayında olduğu sanılmaktadır[49]. Bu formasyonun içindeki pelajik ara katkıların çoğunluğu korunmuş olup belki göreli derin ortamı gösterebilir. Antalya Napları içindeki birkaç yüz metre kalınlığındaki İsparta Çay Formasyonu[50] aynı şekilde bir radyolarit, Triyas faunalı marnlı kireçtaşları ve bazen iri kumtaşı katmanları sıralanması göstermektedir. Konodont ve Halobia‘ların[51] mükemmel şekildeki sıralanmasıyla tanımlanmış stratigrafik kesit Kretase’de[52] taşınmış fosillerin söz konusu olmadığını fakat tersine Noriyeri yaşta ve tektonik olarak yerleşmiş bir formasyondan söz edilebileceğini göstermiştir[53].
Güzelsu Birliği’nin Mezozoyik örtüsü az kaim (J.00 m) ve çoğunlukla pelajik tiptedir (Dogger-Malm kırmızı, yeşil radyolaritleri, Alt Kretase Orbitolin’li silisleşmiş kireçtaşları, Üst Kretase Globotruncona’h marnlı kireçtaşları). Bu örtü formasyonlardaki yaş belirlemelerinin dağınık olması, Güzelsu Birliği’nin Kretase ve Eosen’de tektonik kırılmalara uğramasından ileri gelmektedir[54].
Yaylalar ve Vadiler
Salamut Yaylası
Katran ağaçlarının arasında tahtadan yapılmış evleri ile bilinen Salamut Yaylası’na Ağbelen Yaylası tarafından gelindiğinde ilk olarak şarıl şarıl akan bir çeşme ile karşılaşılır. Salamut Yaylasından Çatma Alanına geçilebilir[55]. Ayrıca Pınarbaşı yol ayrımını geçtikten sonra yolun alt tarafında, Güzelsu’ya varmadan önce Çilema denilen yerde de bir su kaynağı bulunmaktadır. Bu suyun başı yazın su doldurmak için çevre köylerden gelenlerle dolar[56].
Çatma Alanı
Havası güzel olan Çatma Alanı 1600-1700 metre rakımlarda, yamaçlarında ardıç ve şimşir ormanı ile birkaç asırlık sedir ormanlarının bulunduğu, dev sedir ağaçları ile karşılaşılan dağların arasındaki yemyeşil bir vadidir. Bu alandan Evlek Boğazına doğru tırmanılır. Çatma Alanı, Pınarbaşı (Manavul) köyünün yaylası olup çok güzel bir kamp alanıdır. Çatma Alanının yukarısında Uşak Muarı diye bilinen bir pınar yer alır. Katran ağaçlarının altındaki bu pınarın çeşmesinden şırıl şırıl sular akar. Pınarın bulunduğu noktadan Çatma Alanının eşiz manzarası kuşbakışı izlenebilir ise de çevresinde çadır kurulabilecek bir ortam bulunmamaktadır. Çatma Alanında başlarında çobanların bulunduğu keçi ve koyun sürüleri ile arı kovanlarına rastlanır. Çabanlar alanda geceleri ayıların dolaştığını ve kovanlara gelip bal yediklerini aktarmaktadır[57].
Kaynakça:
[1] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766 (21.06.2018)
[2]29 Nolu Orman Kadastro Komisyonu Tutanağı, 28.11.2007, Tutanak Defteri sayfa No : 6
[3] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[4] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766 (21.06.2018)
[5] http://www.akseki.bel.tr/index.php/akseki/mahallelerimiz (21.06.2018)
[6] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[7] 06.12.2012 tarih ve 28489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6360 Sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi Ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’nun 1.nci maddesinin 3’ncü fıkrası.
[8] https://www.yerelnet.org.tr/koyler/koy.php?koyid=236272 (21.06.2018)
[9] http://www.hurriyet.com.tr/guzder-tarihi-dokunun-bekcisi-olacak-37239409 (21.06.2018)
[10] http://www.akmedadalya.com/ozet_tr.php?catagoryID=4&articleID=57 (21.06.2018)
[11] Güzelsu mahallesi halkından Fatma hanım ile 17.06.2018 tarihinde yapılan görüşmede sözlü aktarım.
[12] Güneş, G.A. (2015). Osmanlı Devleti’nin Gayrimüslimlere Bakışı ve Klasik Dönem Millet Sistemi. Sosyal ve Kültürel Araştırmalar Dergisi (SKAD), C: I, S: 2, s.18
[13] Sami, Ş. (1307). Kamus-ı Türkî. İstanbul: Dersaadet, s.1142.
[14] Naci, M.(1987). Lügat-i Naci. İstanbul: Çağrı Yayınları. s,614.
[15]Güneş, a.g.e., s.19.
[16] MVAD438-II. (1994). 438 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri 937/1530, II, Ankara: TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları. MVAD166 (1995). 166 Numaralı Muhasebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri 937/1530, Ankara: TC Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayınları. Aktaran Güneş, s.19
[17] http://www.akmedadalya.com/ozet_tr.php?catagoryID=4&articleID=57 (21.06.2018)
[18] Tercan, E. (2017). İnsansız Hava Aracı Kullanılarak Antik Kent Ve Tarihi Kervan Yolunun Fotogrametrik Belgelenmesi: Sarıhacılar Örneği. Mühendislik Bilimleri ve Tasarım Dergisi. 5(3), s.636
[19] Tercan, a.g.e., s.636
[20] Adak, M. 2016. Akseki-Sarıhacılar Arasındaki Döşeme Yol Hakkında Bir Rapor.
[21] Tercan, a.g.e., s.642.
[22] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766 (21.06.2018)
[23] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[24] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766 (21.06.2018)
[25] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[26] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[27] Manav, K. ve Çalışkan, V. (2017). Geleneksel Bir Mesken Tipinin Turizmde Çekicilik Potansiyelinin Araştırılması: “Düğmeli Evler” (Antalya) Örneği. Doğu Coğrafya Dergisi. Yıl:22, S: 37, s.223
[28] Manav ve Çalışkan, a.g.e., s.223
[29] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[30] Manav ve Çalışkan, a.g.e., s.225.
[31] Mansuroğlu, S. ve Baytekin, C., (2011), Akseki (Antalya) İlçesinin Turizm ve Rekreasyon Potansiyelinin Peyzaj Planlama İlkeleri Doğrultusunda Belirlenmesi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi.24(2):79-86. http://ziraatdergi.akdeniz.edu.tr/yil2011-sayi2, 19.06.2018
[32] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[33] http://www.bakayrinti.com/haber-ilcelerimizi-tanIyalIm-antalya–akseki-12321.html (21.06.2018)
[34] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[35] http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/diger/9270/Akseki_nin_unutulan_incisi__Guzelsu.html (21.06.2018)
[36] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766 (21.06.2018)
[37] http://www.bik.gov.tr/aksekinin-son-semercisi-mesleginin-yasamasini-istiyor/ (25.06.2018) elektronik sayfada yayınlanmış; Antalya’nın Akseki ilçesi Güzelsu Mahallesi’ndeki evinde bulunan atölyesinde semer üreten 73 yaşındaki Mehmet Altuner aktarımından derlenmiştir.
[38] Bolay, S.H., (1989), “Akseki Ahmet Hamdi”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. İstanbul. C.II., s.294.
[39] Bolay, a.g.e., C.II. s.294.
[40] Şengül,M. (2016). Ahmed Hamdi Aksekili’nin Asr Suresi Tefsirine Genel Bir Bakış. Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 27, Haziran2016, s. 350-365
[41] Bolay, a.g.e. c.2., s. 293-294.
[42] http://www.diyanet.gov.tr/tr-TR/Person/PresidentDetail/27/ahmet-hamdi-akseki (21.06.2018)
[43] Özdemir,E.Ve Şendil,A.F. (2016). Soğuk Savaş Dönemi Algı ile Gerçek Arasında Bir İmge Olarak Türk Solu; Demokrat Parti’nin Sol Hareketlere Yaklaşımı. http://www.ctad.hacettepe.edu.tr/12_23/12.pdf (Erişim tarihi: 19.06.2018)
[44] Ceylan,M. (2016). Türk ve Dünya Edebiyatında Öldürülen Şairler. Gülce Edebiyat. Antalya, s.231-232.
[45] Ceylan, a.g.e., s.231-232.
[46] Sinanhoca ile Güzelsu arasında açıkça görüldüğü gibi.
[47] Monod,O. (1978). Güzelsu Akseki Bölgesindeki Antalya Napları Üzerine Açıklama (Orta Batı Toroslar, Türkiye). Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C. 21, s.27.
[48] Demirtaşlı, E., Erenler, F., Bilgin, A. Z., Çatal, E., Armağan, F., Serdaroglu, M. Aksoy, ö., Altug, S., Dirik, K., 1977, Manavgat – Köprülü bölgesinin temel jeoloji incelemesi: s.31
[49] Monod,O. (1978). Güzelsu Akseki Bölgesindeki Antalya Napları Üzerine Açıklama (Orta Batı Toroslar, Türkiye). Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C. 21, s.28
[50] Gutnic, M., Poisson, A., 1970, Un dispositif remarquable des chaines tauriques au Sud d’Isparta (Turquie): CR. Ac. Sc Paris, s.270.
[51] Allasinaz, A., Gutnic, M., Poisson, A., 1974, La formation de l’Isparta Çay: calcaires a Halobies, gres a plantes et Radiolarites d’age Triasique superiour (Taurides-Turquie): “Die stratigraphie des Alpin-Mediterranean Trias” Symposium. Schrift. Erdw. Komm, Österr. Akad. “Wiss., Bd. 2, s. 11-21, Viyana.
[52] Demirtaşlı ve diğerleri, a.g.e.
[53] Monod,O. (1978). Güzelsu Akseki Bölgesindeki Antalya Napları Üzerine Açıklama (Orta Batı Toroslar, Türkiye). Türkiye Jeoloji Kurumu Bülteni, C. 21, s.28
[54] Monod, a.g.e., C. 21, s.28
[55] http://namaras.org/anasayfa/2011/08/27/yaylanin-yollari-dasdir-ketirdir/ (25.06.2018)
[56] http://wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=26766&start=5 (21.06.2018)
[57] http://namaras.org/anasayfa/2011/08/27/yaylanin-yollari-dasdir-ketirdir/ (25.06.2018)
-/-
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
“Akseki İlçesinin Kırsalında Bir Mahalle; Güzelsu” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mürşidin Demircan’a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.mursidindemircan.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, yazıdan Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.