Yazar: Mürşidin Demircan
Bük
Sıkışık, sazlık, geçilmesi güç sulak arazi “Bük” diye tabir edilir. Antalya ili Korkuteli ilçesi sınırlarındaki ormanlık alanda yer alan Yazırdere ile Kızılderenin birleştiği yere de Bük denmektedir. 1938 tarihine kadar her iki dere fazla miktarda su taşır imiş. Dere boyunca çeşitli saz ve kamış türleri yetişir ve çevrede yaşayanlar bu kamışları sepet örmede kullanmakta imişler. 1938 yılında meydana gelen depremden sonra her iki derede de sular azalmış, şimdilerde ise genellikle yaz aylarında bir kaç ay, her iki dere de tamamen kurumaktadır.
Bük Civarının Geçmişi
Yörede 1892 tarihinden önce kimlerin ikamet ettiği kesin olarak bilinmemektedir. Bu tarihte mahallenin bugünkü bulunduğu yöreye birkaç hane yerleşmiştir. 1926 yılına kadar hane sayısı 100’ün üstüne yükselmiş ve bir muhtarlık kurulmuştur. 1944-1945 yıllarında yöre sakinlerinden 30 hane kadarı Antalya yakınındaki Kocatepe mevkine göç etmişlerdir. Yazır Köyü’nün bir mahallesi şeklinde 76 nüfustan oluşan 12 hanelik bir tahtacı gurubu da 1970’li yıllarda, başta Korkuteli olmak üzere değişik yerlere göç etmişlerdir.
Geçimlerini hayvancılıkla temin eden Yörüklerden bir kısmı, 40-50 sene öncesine kadar her yıl ortalama 10.000 kadar keçi ile Güllük dağı eteklerine gelmekteymiş. Bunlar Ekim ayından Haziran ayının ortalarına kadar bu yörede yaşar, yazın sıcak aylarında ise yüksek yaylalara çıkmaktaymışlar.
Bük ve Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı
Yazırdere ile Kızılderenin birleştiği mahalde, Orman Genel Müdürlüğü’nün 16.3.1956 gün 7-7892-1/344 sayılı emirleri gereğince, Ormancılık Araştırma Enstitüsü Fen Heyeti’nin 11.6.1957 gün 957-28 tarihli kararı ile Bük Araştırma Ormanı kurulmuş olup, Yazırdere serisinin 35, 36 ve 44 numaralı havzalarından toplam 4.870 ha alan Antalya İşletmesinden Güney Anadolu Araştırma İstasyonu’na devir edilmiş, ancak bir yıl sonra bu alanın araştırma ormanı için çok büyük olduğu, 2.100 ha’lık alanın bu amaç için yeterli olacağı düşünülerek alanın kalanı 18.07.1960 tarihinde işletmeye geri teslim edilmiştir.
1970 yılında Termessos Milli Parkının kurulması neticesinde, Bük Araştırma Ormanından 44 – 45 nolu bölümlere, baltalık parsellerinden I den XV dâhil toplam 15 parselin tamamı genel toplam olarak 306.56 ha’lık alan 26.07.1971 tarihinde Milli Park Bölge Şefliğine devredilmiştir. Araştırma ormanının ismi 10.2.1984 tarihine kadar, “Bük Araştırma Ormanı” iken, Orman Genel Müdürlüğü’nün 10.02.1984 gün ve 7 sayılı oluruyla “Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı” olarak değiştirilmiştir. Araştırma Ormanı, Antalya il merkezine ve Korkuteli ilçesine 35 km mesafede olmakla, Korkuteli ilçesinin mülki hudutları içerisinde olup idari bakımdan Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü’ne bağlıdır.
BAO’nın toplam alanı 1.803,4 ha olup, bunun 1.180,8 ha’ı kızılçam, 156,6 ha’ı kızılçam ve çok bozuk karışık baltalık, 1,4 ha’ı yabancı tür sahası olmak üzere toplam 1.338,8 ha verimli, 442,4 ha verimsiz ormanlarla kaplıdır. Ormanlık alan 1.781,2 ha, ormansız alan toplamı da 22,2 ha’dır.
Araştırma Ormanın Konumu
Ekvatora göre 36º 58′ 33” ile 37º 01′ 01” kuzey enlemleri Greewich’e göre 30º 23′ 15” ile 30º 27′ 14” doğu boylamları arasında yer alır. Serinin denizden yüksekliği 430 metre ile 1.264 m.’ler arasında değişmektedir. Denizden yatay uzaklığı 20 km olan BAO tesislerine, eski Korkuteli yolundan, Yenice Boğazından stabilize yola girildikten sonra, yaklaşık 4,5 km bir mesafe katledilerek ulaşılabilmektedir.
Termessos harabeleri olarak anılan tarihi Güllük Dağı’ndaki orta kapı boyundan itibaren ana sırtları takip eden sınırları Güllük-Gözetierne-Yelekboynu ve Sofra-taşı sırtından sonra Mecene boğazına iner.
Mecene boğazından itibaren batıya doğru ormanın güney hududunu Bük mevkiine kadar Mecene deresi teşkil eder. Hudut Bük mevkiinden itibaren Kayran sırtının Yazır deresini kestiği mevkiye kadar güney istikamette Yazır deresini takip eder. Buradan itibaren yine ormanın güney hududu Kayran sırtı – Cüne Taşı – Atkoştuğu – Kayran mezarlığı – Kaykı belini – Bölükçam tepeden Bölükçam sırtının Sakızlık sırtı ile birleştiği noktaya kadar ana sırtları takip etmektedir. Buradan itibaren ormanın hududu doğu kuzey istikametinde Zeytinli ve Çıtırık sırtlarını takip ile Kızıldereye iner.
Aksuderesinin Kızıldereye birleştiği noktadan itibaren ormanın batı hududunu Aksuderesi teşkil eder. İki ayrı bloka tefrik edilen koru ormanı kısmında Kızıldere, I. ve II. blokları birbirinden ayırır. BAO’nın hudutları, arazide hududa isabet eden ağaçların 2 m yükseklikleri 10 cm genişliğinde beyaz yağlıboya ile çepeçevre boyanmak suretiyle belirtilmiştir.
Araştırma Ormanın İklim Yapısı, Yağış, Nem ve Don
Araştırma ormanı Antalya şehir merkezine kuş uçuşu 20 km mesafededir. Tetik’in (1996, s.63-72) BAO’da yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre:
Alandaki yıllık ortalama sıcaklık 13,8 °C’dir. Yıllık ortalamalara göre en sıcak ay 24,6 °C ile Temmuz, en soğuk ay ise 4,7 °C ile Ocak ayı olup yıllık amplitüd 20 °C civarındadır.
BAO orta kuşak termik rejiminin bir alt tipi olan denizel etkilerin görüldüğü “okyanusal termik rejim tipine” dâhildir.
Alandaki en yüksek sıcaklık Temmuz ve Ağustos aylarında, en düşük sıcaklık Ocak ve Şubat aylarında gerçekleşir, en yüksek sıcaklık değeri 43,6 °C, en düşük sıcaklık değeri -14,8 °C’dir.
Alandaki yıllık yağış miktarı ortalama 466,8 mm olup en düşük yağış değerleri Ağustos ve Eylül aylarına rastlamakta, yağış maksimumu kışa isabet etmekte ise de Ocak ayından sonra hızlı bir düşüş görülmemekte, özellikle Mayıs ayına kadar olan yağış azalması tedrici olmakta, Ağustos ve Eylül aylarında çok düşük değerlere ulaşmakta (2,1 mm), Ekim ayından itibaren yağış tekrar artmaktadır. Yağış dağılışı, mevsimlere göre incelendiğinde, en fazla yağışın % 46,7 ile kış mevsimine rastlamaktadır.
Thorntvvaite yöntemine göre BAO’da Cı B’ı s b’4 simgeleri ile ifade edilen kurak-az nemli, orta sıcaklıkta, su fazlası kış mevsiminde ve orta derecede olan okyanus tesirine yakın iklim tipi hüküm sürmektedir.
Yıllık ortalama nisbi nem değerleri yılın her ayında (% 71) yüksek olup, yıllık ortalamalara göre en düşük nisbi nem değerler % 63 ve % 64 ile Temmuz ve Ağustos aylarında gerçekleşir. Ancak bu değerler bu yöre için çok düşük olarak tanımlanamaz. Geçmiş yıllardaki rasatlara göre, Kasım’dan Mart ayına kadar olan dönemde don olayları görülmemiş ise de, uzun dönemli rasat değerlerine bakıldığında Ekim aylarında erken, Nisan aylarında da geç donlarla karşılaşıldığı anlaşılmıştır.
Ekim ayından itibaren sıfır derecenin altında olan en düşük sıcaklık değerleri Ocak ayında -14,8 °C ile en yüksek değere ulaşabilmektedir. Geçmiş yıllara ilişkin verilerde Şubat, Mart hatta Nisan ayında dahi sıfır derecenin altındaki değerler gözlenmiştir. Sıcaklığın -15 °C ye kadar inmesi, sıcaklık terselmesi ile ilgilidir.
Kış döneminde bir depresyon halinde olan BAO’nın çevresindeki yüksek sahalarda soğuyan hava ağır olduğu için Bük çanağına yığılır ve sıcaklık, çanak tabanında çevreye nazaran daha düşük olur. Bilindiği gibi Orta Akdeniz’den yağış getiren cepheler Torosların denize bakan yamaçları ile vadiler boyunca girebildikleri iç kısımlara fazlaca yağmur bırakırlar. Torosların iç kesimleri ile kuzey bakılarında bu miktar daha düşüktür. Ancak Bük ve benzeri yöreler iç kısımda olmadığı halde çok düşük yağış alırlar. Bunun başlıca nedeni, bu yörelerin yağmur gölgesinde* (rain shadovv / lee of precipitation) kalmalarıdır. Cephelerin geliş yönünün ardında kalan Bük gibi sahalar, çukur alanlar, dar ve derin vadilerin yamaçları çok az yağış alır. Çukur alanlarda kış döneminde sık sık sıcaklık terselmesi meydana gelir, bu nedenle de buralarda sıcaklık değerleri çok düşük olur.
Araştırma Ormanında Yapılmış Çalışmalar
BAO elektronik iletişim sayfasındaki bilgilere göre, alanda ilk olarak adına “Pembe Köşk” denilen bina ve müteakiben işçi evi inşa edilip telefon hattı çekilmiş. Zaman içinde personel barakaları, ikili hizmet evi, işçi pavyonu, elektrojen grubu barakası, fidancı ve ağaçlama bekçisi personel barakası, Zürk-Kayran yolu, Hörüderesi-Mersinli kuyu yolu, Çağıllı-Maarif ile Elmalıbeli-Yelek ve Bük-Yelek yolu ve orman yolları inşa edilmiş, alana borularla su getirilmiş, anayolun menfezleri ile üstyapısı, meteoroloji istasyonu ile elektrojen grubu, orman çevresine dikenli tel çekimi ve mevcut yolların bakımı yapılmış, IUFRO** kongresi için misafirhane ve havuzlar dâhil bütün tesisler onarılmış, ulusal şebekeden elektrik hattı çekilmiş, bölgenin ilk binası olan “Pembe Köşk” onarılarak müze kurulmuştur.
Araştırma ormanının kurulmasına müteakiben, araştırma ormanının “Amenajman Planı” yapılmış, ağaçlandırma projesi ve ağaçlandırma yapılacak alanlarda arazi hazırlığı, orman içi geçici fidanlığı, araştırma ormanı ağaçlandırması, kızılçam fidanı üretimi ve dikimi, toprak hazırlığı, yapacak odun ile yakacak odun üretimi, IUFRO Silvikültür Grubu’nun arazi tatbikatının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Araştırma Ormanın Ekonomisi
1944 yılından önce ormanın işletilmesine ilişkin hiç bir kayda rastlanılmamıştır. Yalnız bir kısım müteahhitler tarafından en iyi kerestelik gövdelerin kesilip çıkarılması şeklinde kesimlerin uygulandığı ve kesimler esnasında hiç bir silvikültürel*** kurala uyulmadığı, yöre sakinleri tarafından ifade edilmektedir. 1944 yılından sonra da ormanın aynı biçimde işletilmiş olduğu, meşcerelerin bugünkü kuruluş şeklinden anlaşılmakta olup bu husus bizzat istihsalde çalışan şahıslar tarafından da doğrulanmaktadır.
Araştırma ormanı, ilk amenajman planının yapıldığı 1961 yılından itibaren planlı olarak işletilmektedir. Güllük Dağı’nın eteğinde yerleşmiş olan Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı kızılçam orman sahalarını karakterize edecek özellikler taşıyan bir yapı arz etmektedir.
Alandaki Yangınlar
Oluş tarihi kesin olarak tespit edilememiş ise de, 1926 yılından önce II nolu Kayran blokunda bir yangın çıkmış ve ormanın büyük bir kısmı tamamen yanmıştır.
Zeytinlik yöresinde tahminen 1934 tarihinde meydana gelen bir yangın sonucunda buradaki kızılçam ormanı tamamen yanarak yerini maki formasyonuna terk etmiştir.
1947 yılında tekrar bir yangın olmuş ve bu defa örtü yangını şeklinde Kızıldere’nin Kayran tarlalarına kadar devam etmiştir.
1989 yılında Maarif yöresi 4 ve 8 no’lu bölmelerde yıldırımdan çıkan orman yangınında 8 ha’lık saha gövde ve tepe yangını şeklinde tamamen yanmıştır. Yanan bu saha ağaçlandırılmıştır.
BAO’da Zararlılar
Araştırma Ormanı’nda daha önceki yıllarda yer yer çam kese böceğine rastlanmaktaysa da, bölgede şimdiye kadar zararlı orman böceklerinin yapmış oldukları ciddi tahribata dair bilgi bulunmamaktadır. Ancak, 1986 yılından itibaren olumsuz iklim koşulları nedeniyle araştırma ormanında münferit kurumalar meydana geldiğinden büyük orman bahçıvanı ve kabuk böceği gibi zararlılar ormana arız olup bu güne kadar 9.441 m3 olağanüstü hal etasının çıkarılmasına neden olmuşlardır. Son senelerdeki yağışların artması kurumaların durmasında olumlu bir etken olmuştur.
Yörenin Fauna ve Florası
BAO’nın flora ve faunası ile ilgili olarak Tolunay vd. (2011) yaptıkları araştırma sonucuna göre,
Flora açısından 2’si eğreltiler (pteridophyta) 480’i tohumlu bitkiler (spermatophyta) olmak üzere 77 familyaya ait 295 cins, 475 tür, 81 alttür, 43 varyete olmak üzere toplam 482 takson tespit edilmiştir. Akdeniz fitocoğrafik bölgesinin etkisi altındaki bu alanda, taksonların 22’si (%4.6) endemik, 101’i Akdeniz, 73’ü Doğu Akdeniz, 17’si Avrupa-Sibirya, 14’ü İran-Turan ve geriye kalan 277 takson ise çok bölgelidir. Bu taksonların 110’u odunsu, 372’si de otsu karakterde olup, yaşam formları açısından 226 takson tek yıllık, 9’u tek ve iki yıllık, 247’si de iki ve çok yıllıktır. Bitkilerden 56’sı kültür, 426’sı da doğaldır.
Faunistik açıdan memelilerde 6 takım, 14 familya ve 16 tür, sürüngenlerde 2 takım, 9 familya ve 19 tür, kuşlarda ise 24 familyaya ait 53 tür tespit edilmiştir. Bük ormanı doğal yaşama alanı, zengin florası, su kaynakları ve arazi yapısı ile alageyik için uygun yaşama ortamıdır. Doğal alageyik popülasyonunun potansiyel kullanım alanı bu sınırların özellikle batısında dışına taşarak Bük ormanı dâhil toplam 17.700 ha alanı kapsamaktadır. Bu alanın 3.600 ha’nda alageyiklerin yoğun olarak bulunduğu, 3.700 ha’da ise sezona bağlıdır. Bük ormanında 49 kuş türü, Termessos Milli Parkında ise 113 kuş türü tespit edilebilmiştir.
Kurt Ailesi
Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünde yürütülmekte olan “Kurtların İzlenmesi” projesi kapsamında, enstitünün çalışma alanında bulunan bir dişi ve bir erkek birey 2011 yılında izlenmeye başlanmış, dişi kurt 2015 yılında doğan yavrulardan 3 bireyi yaşatmış, 2016 yılında 5 yavru daha dünyaya getirmiş, BAORAM’in izlenimine göre, yavrular sağlıklı bir şekilde büyümektedir.
– / –
Kaynakça:
Tetik, M. (1996). Bük-Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı Bazı İklim Değerlerinin Karşılaştırılması. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Dergisi, Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü. Orman Bakanlığı Yayın No: 063, Antalya, s.63.
Çalıkoğlu,M. ve Coşgun, U. (2008). M.Lütfi Büyükyıldırım (1923-1978)’ın Ağaçlandırma Uygulamaları ve Araştırmalar. Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Müdürlüğü Dergisi. S.9, C.1, Antalya, s.1-28.
Tolunay,D., Makineci,E., Başaran,M.A., Kavgacı,A., Çetin,A., Kaçar,M.S., ve Baş,M.N. (2011). Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanında Aktüel Durumun CBS Tabanlı Sayısal Haritalarla Ortaya Konulması. Orman ve Su İşleri Bakanlığı Orman Genel Müdürlüğü Batı Akdeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Araştırma Bülteni. Teknik Bülten No: 44, Antalya.
Bük Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı; http://baoram.ogm.gov.tr/Sayfalar/Arastirma Ormani/Buk-Lutfi-Buyukyildirim-Arastirma-Ormani.aspx (06.10.2016)
http://baoram.ogm.gov.tr/SitePages/OGM/OGMHaberler.aspx?l=75735da3-f98b-431d-8982-808f52bf433d&i=102 (15.10.2016)
Not:
* Yağmur gölgesi; Toros silsilelerinden birini geçip diğerine giden yağmur bulutlarının iki kuşak arasındaki bazı yörelere yağmur bırakmamaları durumudur.
** IUFRO – International Union of Forest Research Organizations, Uluslararası Orman Araştırma Birliği Organizasyonu.
*** Silvikültür; tek kelime ile Orman yetiştirmek demektir.
Bu makaleden kısa alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
“Bük ve Lütfi Büyükyıldırım Araştırma Ormanı” başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Mürşidin Demircan’a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.mursidindemircan.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak yazarının izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.