18.09.2016-Pazar günü sabah saat 08:00 itibariyle Antalya’dan araçlar hareket etmiş ve parkur başlangıcı olan, Antalya-Korkuteli kara yolunun, Yukarı Karaman mahallesi bitimindeki Düzlerçamı Milli Parkı (Güver Uçurumu) mesire alanına geçişi sağlayan köprüye varmadan önce araçlardan inildiğinde 08:42 olmuş idi.
Birkaç gün önceki yağıştan olsa gerekir, köprü civarındaki sazlık alanda su biriktiği izlenmiştir. Alanda hâkim olan uzun boylu çam ağaçlarından oluşan ormanda 09:00 itibariyle yürüyüşe başlandı. Tabiattan istifade edilmesinin amaçlandığı bu etkinlikte, çeşitli küçükbaş hayvan parçası kalıntıları gözlenmiş ve öğleye kadar olan süreçte de, bu neviden parçalardan yayıldığı anlaşılan nahoş koku istemsizce teneffüs edilmiştir.
09:30 itibariyle Güver Uçurumu kenarındaki (ahşap) seyir terası noktasına ulaşılıp, alanda mola verilmiş, kanyonun enfes manzarası izlenmiş, sporcular doğal oluşumun insana verdiği görsel ziyafetin hazzını hissedebilmiştir. Kanyon boyunca uçuruma yakın alandan yola devam edilmiş ve 10:16’da Karaman (Gürkavak) Çayının yukarıdan izlenebildiği seyir terasına ulaşılmıştır.
10:30 itibariyle orman içine açılmış geniş yoldan yürümeye devam edilmiş, geçmişte dar olan bu yolun şimdi bu denli genişletilmiş olmasının anlamı idrak edilememiş ve kanyon kenarına çok yakın geçirilen yolun bu halinin çevreye ne getirisinin olacağına sporcular bir anlam verememiştir.
11:20 On yıl evvel olduğu aktarılan orman yangın alanından geçilirken, mahallin ağaçlandırıldığı ve çamların gelişmeye başladığı izlenmiş, buradan mağaralar alanına yönelmekle, çalılıklar arasında yola devam edilmiştir.
11:51 Mağaralara, kayaç bir yoldan aşağı doğru inilmiş, küçük bir oda büyüklüğündeki bu üç kaya oyuğunda hatıra fotoğrafları çektirilmiştir. Bu mağaracıkların iç duvarları epey zarar gömüş ise de, içeride ocak koymaya veya dini amaçlı sebeplerle zeminden itibaren kayaya niş oyulduğu, duvarın daha üst konumlarında ise aydınlatma amaçlı (mum/lamba vb.) nesneleri koymaya mahsus oyukların alana derç edildiği görülmüştür.
12:10 Mağaralar alanından, aşağıdaki orman yoluna inilip, epey ilerledikten sonra, yolun zeminindeki toprağın bir karış toza dönüştüğü yaklaşık 300 m uzunluğundaki bir güzergâha ulaşılmakla, toz deryasından zorunlu olarak geçilmiş, bu alanın da leş gibi kokması, sporcularda haklı serzenişe sebep olmuş, nedeni anlaşılamayan bu koku mecburen teneffüs edilmiştir.
12:26 Öğle üzeri orman yolunda devam edilirken, sağ aşağılardan gürleyen su sesi işitilmeye başlamıştır. Bu andan itibaren sağ aşağı yönelmekle, inilen orman içi alanda küçük bir su kaynağına ulaşılmıştır. İçilebilir olan bu sudan mataralar, şişeler doldurulmuş, inilen yerden geri tırmanılmış ve yola devam edilmiştir.
13:11 Gürkavak Çayı kenarına varıldığında, dileyen sporcular bu pırıl pırıl suya güle oynaya dalmışlardı. Kanyonun bu kesimi dik yükselen kaya duvarlar ile çevrili olup yemyeşil idi ki vadiden saat 14:52’de ayrılmak epey zor oldu.
15:42 Yüzme molası verilen yere araçlar için de toprak yol açılmıştı ki, sporcuların evvelden beri terasa doğru tırmandıkları patikanın bir kısmı bu yol çalışmasından zarar görmüş ve kaybolmuş idi. Yapılan araştırma ile patikanın devamı bulunmuş ve epey dik olan bu işaretsiz patikadan tırmanış yapılmış, tepede ulaşılan terasta kent Antalya ovasının hiç de uzakta olmadığı görülmüştür. Şehri yükseklerden böylesine izlemek ve oraya aitim diyebilmek. Şimdi yüksek apartman binaların yükseldiği bu ovaya yüzlerce yıl evvelinden bakanların da olduğu bir noktadan an itibariyle bakabilmek. Aynı zeminin mekânında yüzyıllar sonrasında fiilen bulunan biz sporcuların baktıkları, gördükleri, hissettikleri ve konuştukları, onlarla aynı olabilir mi idi. Onlar tertemiz ve yemyeşil ovayı görürken ne hissetmişler idi. Ya bizler ormana doğru ilerleyen kentsel yapılaşmayı görünce şimdi ne hissediyoruz.
15:52 Antalya ovasına yönelik hâkim bir tepe üzerinde, ihtimaldir ki dinsel amaçlı kullanılmış bir yapı kalıntısı ile karşılaşılmıştır. Çatısı bulunmayan yapının giriş duvarı tamamen, sağ duvar yarısına kadar, sol duvar ile ön cephedeki apsis duvarı kısmen yıkılmış, zemin tamamen tahrip edilmiş halde idi. Ancak manzarası, bugün için muhteşem ki yüzyıllar öncesinde fevkalade olsa gerekir.
Tarihi bu yapının hemen önündeki dik kayaç yamacın çarşak zemininden inişe geçildi. Dikkatli ve yavaş gerçekleşen bir inişin neticesinde tüm sporcular araç buluşma noktasına ulaştıklarında saat 16:42 idi.
17:00 itibariyle araçlara binildi ve Aşağı Karaman – Duralilar ve Avni Tolunay mahalleleri güzergâhından Kente geri dönüş yapıldı.
Not: Parkur genel olarak düz satıh ise de mevcut inişler çarşak zemin olmakla, parkur sonundaki kayalıktaki patika dik ve sık makilik alandır.
Tavsiye: Parkura bu yolu bilen yürüyüş lideri eşliğinde gidiniz ve yanınızda en az 2,5 litre su bulundurunuz.